GEZİ KÖŞESİ

PROF. DR. AYSEN TOKOL

  • ANA SAYFA
  • ÜLKELERŞEHİRLERGALERİ
  • LİNKLER

 

                        

KARADAĞ-MONTENEGRO

                                 

 

Karadağ Cumhuriyeti veya Karadağ, Güneydoğu Avrupa’da yer alan bir Balkan ülkesidir. “Montenegro” adı ile bilinir. 13.812  km² yüzölçümü ile Avrupa’nın küçük ülkelerinden biridir. En kuzeyi ile en güneyi arasındaki uzaklık 190 kilometredir. Doğusunda Arnavutluk ve Kosova, kuzeyinde Sırbistan, batısında Hırvatistan, Bosna Hersek, güneyinde Adriyatik Denizi yer alır.
Günümüz Karadağ topraklarının  ilk yerleşimcileri İliryalılar (Illyrians) olarak bilinir. M.Ö. 400 civarında Yunanlılar bazı İlirya yerleşim alanlarında koloniler oluşturmuşlardır. M.Ö. 168 yılında Romalılar İliryalıların topraklarını ele geçirmiş, bu toprakları “Dalmaçya Eyaleti’ne” bağlamışlardır. III. yüzyılın ortalarında imparatorluğun yönetim sistemi yeniden düzenlenmiş, günümüzdeki Karadağ toprakları “Prevalis Eyaleti’nin” bir parçası olmuştur. Roma İmparatorluğu’nun 395 yılında bölünmesinden sonra eyalet Bizans İmparatorluğu’na kalmıştır.    

Slavlar VI. yüzyılın sonu ile VII. yüzyılın başında Balkan topraklarına gelmiş, başlangıçta ayrı kabileler halinde yaşamış, birbirleriyle savaşmışlardır. İlk Slav devleti Balkanlarda Bulgarlar,  İlk Sırp devleti “Raška”, 845 yılında, bugünkü Sırbistan topraklarının bir bölümü üzerinde bir grup Sırp kabile tarafından  kurulmuştur.  Ancak Raška daha sonra Bulgar Krallığı tarafından parçalanmıştır.  Diğer Sırp devleti “Duklja”, IX. yüzyılda Roma “Doclea” şehri civarında kurulmuştur. Bu devletin sınırları zaman içinde  Raška toprakları ile günümüzdeki  Bosna’yı içine alacak şekilde genişlemiş, X-XII. yüzyıllar arasında  ilk  güçlü Sırp devleti haline gelmiştir.  Devlet X. yüzyılın sonuna kadar Duklja, XI. yüzyılda “Zeta Prensliği” adını almıştır. XII. yüzyılın başındaki iç mücadelelerle prenslik Raška, Zeta ve Bosna olarak bölünmüş, Bizans İmparatorluğu’nun egemenliği  altına girmiştir.

“Stefan Nemanja”, Raška Sırp  devletini Bizanslılarla savaşarak  yeniden güçlendirmiş, günümüzdeki Kosova, Makedonya ile Zeta bölgesini (Karadağ) ele geçirmiştir. “Nemanjic Hanedanlığı’nı” kuran Stefan Nemanja’nın bir oğlu  Sırp Kralı olarak 1217 yılında Papa’nın onayıyla taç giymiş, diğer oğlu “Sveti Sava” 1219 yılında ilk Sırp Başpiskosu unvanını almıştır. Böylece Sırplar dini ve idari bağımsızlıklarını elde etmişlerdir.  Stefan  Dušan döneminde (1346-1355)  Sırbistan altın çağını yaşamış, 1346 yılında Stefan Dušan, “Sırp ve Grek İmparatoru” olmuş, “Makedonya” ve “Thessalie” Nemanjic Hanedanlığı’na bağlanmıştır. Ancak onun ölümünden sonra Uroš döneminde  çeşitli Sırp gruplar arasında güç mücadelesi başlamış, güç kazanan Balšići  Skadar yakınında üs kurmuş, Adriyatik sahillerini ele geçirmeye başlamıştır. Uroš’un ölümünden sonra Sırp soyluları arasında mücadele daha da artmış, bu bölünmeden yararlanan Osmanlı İmparatorluğu 1371 yılında yapılan savaşta Sırp İmparatorluğu’nu sona erdirmiş, 1389 Kosova Savaşı’nda Sırp soylularının çoğu ölmüş, Sırplar  büyük bir yenilgiye uğramış, Balšić Hanedanlığı gücünü yitirmiştir.  Yenilginin ardından Osmanlı İmparatorluğu Balkanlarda ilerlemeyi sürdürmüş,  Skadar’ı ele geçirmiştir.  Osmanlıların güçlü  saldırıları karşısında  Crnojević klanı lideri “Ivan Crnojević”  soylularla birlikte  “Lovćen Dağları (Mount Lovćen)” yakınlarına yerleşmiş, 1482 yılında  “Cetinje” merkez olmuştur.

Ivan’ın oğlu Ðuran döneminde Venedikli balıkçılar  Mount Lovćen yerine kara ormanlarla kaplı dağa  Monte Negro (Kara dağ) adını vermiş, böylece Montenegro (Karadağ) adı kullanılmaya başlanmıştır.  Ðuran döneminde prensliğin toprakları genişlemiş ancak 1514 yılında Cetinje Osmanlı İmparatorluğu’nun eline geçmiş, Rumeli eyaletine bağlı Karadağ Sancağı kurulmuş, 1528 yılında sancak başka bir sancağa bağlanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetimi altında olduğu dönemde otonomi sahibi olan Karadağ sürekli Osmanlılara karşı bağımsızlık mücadelesi vermiştir.  

Günümüz Karadağ toprakları içinde yer alan Kotor Körfezi ise 1797 yılına kadar Venedik Cumhuriyeti’nin, daha sonra Avusturya, kısa bir süre için Fransa, tekrar 1918 yılına kadar Avusturya- Macaristan İmparatorluğu’nun egemenliği altında kalmıştır.

1697 yılından sonra Karadağ halk meclislerince seçilen “Vladika” adı verilen piskoposlar tarafından yönetilmeye başlanmıştır. 1697 yılında Danilo I seçilmesiyle Petrović Hanedanlığı dönemi başlamıştır. Petar I. Petrović  Karadağ’ın bağımsızlığı   için Osmanlılarla savaşmış, Karadağ kabilelerini birleştirmiş, Avusturya- Macaristan İmparatorluğu’nun  etkisi altında olan sahil bölgelerini bir araya getirmeye çalışmıştır. Petar II Petrović Njegoš ise Rusya ile ittifak kurmuş, Osmanlılara karşı savaşmıştır. 1851  yılında Danilo Vladika sistemini sona erdirmiş, Osmanlılara karşı diğer ülkelerin desteğini alarak 1855 yılında önemli bir zafer kazanmıştır. Kral Nikola döneminde Sırp Prensliği ile bağımsızlığın kazanılması ve tek bir devlet oluşturmak amacıyla anlaşma yapılmış, Osmanlılara karşı Balkanlardaki 1875 İsyanı’ndan yararlanan Karadağ Sırplarla birlikte topraklarını genişletmiştir.
1878 yılında “Berlin Kongresi’nde” Karadağ ve Sırbistan    bağımsızlık kazanmış, ülkenin sınırları genişlemiştir. Karadağ 1910 yılında krallık olmuş, 1912-1913 Balkan Savaşları’nda  Osmanlılara karşı Sırbistan ile birleşmiş, bu savaşta topraklarını genişletmiştir. Karadağ I. Dünya Savaşı’nda  Sırbistan’ı ve müteffiklerini desteklemiştir. 1918 yılında Avusturya- Macaristan birlikleri Karadağ’dan çekilmiş, yerini Sırp birlikleri almıştır. Ulusal Meclis’in  26 Kasım 1918 tarihinde verdiği kararla krallığın sona erdirilmesi ve Karadağ’ın Sırbistan’a katılması kabul edilmiştir.  Karadağ, Hırvatistan, Slovenya, Bosna-Hersek, Vojvodina,  Kosova ve Makedonya  ile birlikte  “Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı’nın” bir parçası olmuş, krallığın  adı 1929 yılında  “Yugoslavya  Krallığı” olarak değiştirilmiştir.

1940’ların başında  Yunanistan dışında tüm komşu ülkeler Almanya ve İtalya ile ittifak anlaşması imzalamış, Hitler itilaf güçlerine bağlanması için Yugoslavya’ya baskı uygulamaya başlamıştır. Yönetimin olumlu tavrına karşılık halk bu tür bir anlaşmaya razı olmamış, 1941 yılında Belgrad ve diğer şehirler bombalanmış, itilaf devletleri Yugoslavya’yı işgal etmiş ve bölmüşlerdir.  Ülkenin batısı Bosna ve Hersek’le birlikte “Bağımsız Hırvatistan Devleti” adıyla Ustaše  lideri “Ante Pavelič”  yönetiminde Nazi kukla devletine dönüştürülmüştür. Sırbistan Alman güçleri  tarafından işgal edilmiş, kuzey bölgeleri  Macaristan; doğu ve güney bölgeleri  Bulgaristan; Kosova-Metohija  Faşist İtalya’nın desteği altındaki Arnavutluk tarafından ilhak edilmiştir. Slovenya; Almanya ve İtalya arasında bölünmüş, Adriyatik’teki adalarını İtalya işgal etmiştir.

Karadağ  önce Arnavutluk tarafından ilhak edilmiş, daha sonra bazı bölgeleri İtalya tarafından işgal edilmiştir. İtalyanlar’ın  Cetinje şehrinde topladığı bir ulusal meclis Karadağ’ın bağımsızlığını ilan etmiş, oluşturulan yönetim  İtalya’nın ülkeye bir kral ataması talebinde bulunmuştur. Bunun üzerine Karadağ’da  ayaklanmalar başlamış, çatışmalar 1944 yılının sonuna kadar devam etmiştir. Bu tarihte denetim  “Josip Broz Tito” önderliğindeki “Partizanların (Ulusal Özgürlük Ordusu)” eline geçmiştir.
1945 yılında  Tito’nun önderliğinde “Demokratik Yugoslavya Federasyonu”, 1946 yılında “Yugoslavya Federal Halk Cumhuriyeti” kurulmuş, Karadağ bu cumhuriyetin altı federe cumhuriyetinden biri olmuştur. Devletin adı daha  sonra “Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti” olarak değiştirilmiştir.  Kotor Körfezi ile Körfezle Bar şehri arasında kalan Adriyatik kıyıları ülke topraklarına eklenmiştir.
Tito, Moskova'dan bağımsız bir siyaset izlemiş, Tito ile Stalin arasındaki anlaşmazlık sonucunda Yugoslavya, bir süre sonra Kominform’dan ihraç edilmiştir.  35 yıl iktidarda kalan Tito  savaşın izlerini çabuk silmiş, izlediği başarılı siyasetle yüzyıllardır mücadele içinde olan çeşitli dinlerin ve etnik grupların birlikte barış içinde yaşamalarını sağlamıştır.
Tito’nun 1980 yılında  ölümünden sonra ülkede belirgin biçimde ortaya çıkan ekonomik ve siyasi istikrarsızlık barış ortamının zedelenmesine neden olmuş, cumhuriyetler arasındaki gelişmişlik farklılıklarından kaynaklanan huzursuzluklar  Slovenya, Hırvatistan ve Kosova’nın daha fazla bağımsızlık taleplerine yol açmıştır.  1986 yılında Sırbistan Komünist Partisi Lideri “Slobodan Milošević” tarafından ortaya atılan  “Büyük  Sırbistan” doktrini Sırp milliyetçiler tarafından benimsenmiş, bu durum diğer cumhuriyetleri korkutmuş, bağımsızlık isteklerini arttırmıştır. 1990'lı yılların başında SSCB'nin ve Doğu Bloğu'nun parçalanmasının da etkisiyle  ilk olarak 1991 yılında Slovenya, Hırvatistan ve Makedonya Yugoslavya’dan ayrılmış, bunun üzerine Sırbistan'ın güdümündeki Yugoslavya Ordusu Hırvatistan'a saldırmış ancak 1992 yılında Hırvatistan’la bir  barış antlaşması imzalanmıştır. Ancak bu anlaşmaya rağmen barış sağlanamamıştır. 
1992 yılında yapılan bir referandum sonucu Bosna-Hersek Yugoslavya'dan ayrılmıştır. 27 Nisan 1992 tarihinde, Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’nden geriye kalan Sırbistan ve Karadağ tarafından “Yugoslavya Federal Cumhuriyeti” kurulmuştur. Yugoslavya Federal Cumhuriyeti’nin Bosnalı Sırplara verdiği destek üzere 1992 yılında BM Güvenlik Konseyi Yugoslavya Federal Cumhuriyeti’ne geniş kapsamlı bir ekonomik ambargo uygulamaya başlamıştır. Bosna Savaşı ile, Hırvatistan Savaşı’nı sona erdiren “Dayton Anlaşması” 14 Aralık 1995 tarihinde Sırbistan, Hırvatistan ve Bosna Hersek arasında birçok ülkenin gözlemci olarak katılımıyla imzalanmıştır.
1996 yılında Karadağ yönetimi, Sırbistan yönetimi ile bağlantıları kesmiş, kendi ekonomik politikasını oluşturma kararı almıştır. Ancak Karadağ Sırbistan’la sürdürdüğü birlik nedeniyle 1999 Nato Bombardımanı’ndan etkilenmiştir.
2003 yılı  şubat ayında Yugoslavya Federal Cumhuriyeti; “Sırbistan-Karadağ Devlet Birliği’ne” dönüşmüş, daha esnek bir federasyon çatısı oluşturulmuştur. Sırbistan-Karadağ Devlet Birliği, 21 Mayıs 2006 günü Karadağ'da düzenlenen referandum sonucu "de facto" şekilde ortadan kalkmış, Birliğin  hukuki anlamda sona ermesi  3 Haziran 2006 tarihinde her iki ülke parlamentosunun Birliğin sona ermesini onaylamasıyla  gerçekleşmiştir.
Karadağ halen parlamenter demokrasi ile yönetilir. Ülkenin başkenti ve en büyük şehri “Podgorica’dır”. Diğer önemli şehirleri arasında   nüfuslarına göre “Nikšić”, “Pljevlja”, ”Bijelo Polje, “Herceg Novi”, “Berane” “Cetinje”, ”Budva” ve “Kolašin” yer alır.
Ülke 2003 verilerine göre  648.000 nüfusa sahiptir. Farklı etnik gruplardan oluşur.  2003 yılı itibariyle nüfusun %43’ü Karadağlı, %32’si Sırp, %8’i Boşnak, %5’i Arnavut, %1’i Hırvat, kalanı diğerleridir. Dini açıdan   Ortodoks, Katolik ve Müslümanlardan oluşur.       
Resmi dili Karadağça’dır. Ülke anayasasında Sırpça, Arnavutça, Boşnakça, Hırvatça resmi kullanımdaki diller kabul edilir. İngilizce konuşan kişi sayısı Podgorica ve turistik yerler dışında  sınırlıdır.
Karadağ zengin bir doğal güzelliğe sahiptir.   22 çeşiti sadece bölgeye özgü,  2800 çeşit  bitki türüne sahip dünyadaki ender ülkelerden biridir. Dağlık olan ülkede seyahatiniz sırasında kimi kıraç, kimi yeşilliklerle kaplı  dik dağlar sürekli karşınıza çıkar. Bu dağlar arasında “Prokletije”, “Dormitor”, “Volujak”, “Sinjajevina” ülkenin en yüksek dağlarıdır. 2000 metrenin üzerinde 70 tepenin bulunduğu ülkede  en yüksek tepe  2694 metre ile Prokletije Dağı’ndaki  “Maja Voljat’tır”. Dağ turizminin geliştiği ülkede, “Zablljak”, Kolašin ve“Rozaje” yakınlarında önemli kayak merkezleri yer alır.

Ülkede “Skadar Gölü”, “Lovćen”, “Biogradsko Gölü” ve “Durmitor” olmak üzere dört Ulusal Park bulunmaktadır. Durmitor, Tara Kalyonu ile birlikte UNESCO koruması altındadır. Sayısız kalyona, çok sayıda göle sahip olan ülkede “Skadar Gölü”, “Šas Gölü” ve “Plavsko Gölü” önemli göllerdir. Bunlardan Skadar Gölü 40 adası ile Balkanların en büyük gölüdür. En büyük nehirleri ise “Tara”, “Ćehotina”, “Piva Lim” ve “Zeta’dır”.  

Ülkenin coğrafi durumuna bağlı olarak iklim yapısı farklılık  gösterir. Adriyatik kıyıları Akdeniz, iç ve kuzey kesimler kara iklimine sahiptir. Bu özelliği nedeniyle deniz ve dağ sporlarını ülke küçük olduğu için aynı gün içinde yapılabilirsiniz. Ülkeye gitmek için en uygun aylar mayıs, haziran ve eylül aylarıdır. Avrupa ülkelerinin büyük bölümüne çok yakın olduğu için Temmuz, Ağustos ayları turizm açısından en yoğun, iklim açısından da en sıcak ayları oluşturur. Ülkenin kuzeyindeki kayak merkezleri de kış aylarında dağ sporu yapmak isteyenler için uygundur. Bu dönemde de  nispeten ılıman bir iklime sahip olan Adriyatik Kıyıları’nı rahatlıkla gezilebilirsiniz.

Karadağ’a seyahat acentalarının düzenledikleri genelde birkaç ülkeyi kapsayan tur programları ile  gidebilirsiniz. Bireysel olarak  THY ile  Podgorica şehrine uçakla; bu şehirden diğerlerine çeşitli ulaşım araçları ile ulaşabilirsiniz. Ülke çok güzel bir doğaya sahip olduğu için kiralık araba ile birkaç gün içinde tüm ülkeyi keyifli bir şekilde dolaşabilirsiniz. Hırvatistan, Bosna Hersek, Arnavutluk, Sırbistan gibi çevre ülkelere  seyahatiniz sırasında da Karadağ’ın farklı şehirlerine  tren, otobüs, minibüs veya  araba kiralayarak gidebilirsiniz.  Adriyatik turu düzenleyen bazı tur gemileri Kotor veya Bar’a  uğramaktadır. Yaz ayında Hırvatistan’ın bazı liman şehirlerinden  Bar ve Kotor’a; İtalya’nın  Bari şehrinden Kotor ve  Bar’a feribot seferleri düzenlenmektedir.

Ayrıca Türkiye’deki seyahat acentalarının düzenledikleri Hırvatistan- Bosna Hersek  tur programları içinde ekstra tur olarak sunulan veya bireysel olarak Hırvatistan Dubrovnik şehrine gelmişseniz Dubrovnik şehrinden kalkan yerel tur şirketleri ile günlük turla  ülkenin  iki turistik yerleşimi Kotor ve Budva’ ya gidebilirsiniz.  

Karadağ’da para birimi olarak Euro kullanılır. Kredi kartı kullanımı da yaygındır. Alışveriş olanakları diğer Avrupa ülkelerine göre daha sınırlıdır. Bu nedenle sadece ülkeyi hatırlatabilecek küçük eşyalar satın alabilirsiniz.

Karadağ tarihi geçmişinin etkisi ile İtalya, Macaristan, Osmanlı, Sırp ve Avusturya  mutfağından etkilenmiştir. Ülkede dağlık bölgelerdeki  mutfak ile kıyı bölgelerinin mutfağı birbirinden farklıdır.  “Kačamak”, “Cicvara”, Popara”, “Ršstan”, “Japraci”,  “Brav u Mlijeku”, “gulaš”, Cevapčići, “Ražnjiži” tamdanız gereken yerel lezzetler arasında sayılabilir. İçecek olarak kırmızı şarap “Vranac”, beyaz şarap “Krstač”, bira “Nikšić”  deneyebilirsiniz.

Aşağıda seyahat etme olanağı bulduğum Kotor Körfezi,  Kotor ve Budva  hakkında kısa bilgiler yer almaktadır.

KOTOR KÖRFEZİ- BAY OF KOTOR- BOKA KOTORSKA

Adriyatik Denizi, yüzyıllar boyunca nehirlerin etkisiyle,  29.6 kilometre derinliğinde anakaranın içine  girmiş, dik amaçlarla çevrili  dağların çevrelediği  “Kotor Körfezi’ni”  oluşturmuştur. Körfez ve çevresi 1979 yılında  UNESCO  Doğa ve Kültür Mirası listesine alınmıştır.   

Körfezde; bir tarafı  Adriyatik Denizi kıyısında diğer tarafı körfezin iç tarafında kalan, her iki tarafında çok sayıda küçük yerleşimin bulunduğu “Luštica Yarımadası” ile körfezin içinde yer alan, her iki tarafında “Tivat” başta olmak üzere çok sayıda küçük  yerleşimin bulunduğu  “Vrmac Yarımadası” ve  “Topula- Tivat”  ile daha iç kısımda “Kotor Risan Koyu” bulunur. Ayrıca üzerinde çeşitli kale ve kiliselerin yer aldığı bir bölümü suni, bir bölümü doğal adalar körfezi süsler.

Kotor Körfezi’deki  gri renkli, denize dik inen, farklı yükseklikteki dağların eteklerinde  bir bölümünün tarihi İliryalılara kadar uzanan, Venedik Cumhuriyeti’nin, Osmanlı İmparatorluğu’nun izlerini taşıyan  zeytin, palmiye, mimoza, fındık, manolya ağaçları gibi çeşitli bitki ve ağaçlarla dolu, bir bölümü oldukça büyük, bir bölümü çok küçük birçok yerleşim yer alır. Büyük yerleşim yerleri arasında;   “Herceg Novi”,  “Risan”, “Perast”, “Kotor”  ve “Tivat” sayılabilir.  

Körfezin bir tarafından diğer tarafına geçiş; en dar olduğu yerde bulunan “Kamenari” ile “Lepetane” yerleşimleri arasında çalışan arabalı feribotla sağlanır. Ancak körfez çevresini araba veya Herceg Novi’den kalkan Kotor’a kadar her yerleşim yerinde duran   otobüslerle de görebilirsiniz. Kısa süren feribot yolculuğu sırasında körfezin iç tarafındaki Perast ve Risan uzaktan görülür. Dubrovnik’e gidecekseniz veya oradan geliyorsanız Kamenari kadar göreceğiniz yerler arasında “Igalo”, Herceg Novi, “Zelenika”, “Kumbor”, “Baošiši” ve “Bijela” bulunur.. Birbirine yakın mesafedeki bu yerleşimler ve koy inanılmaz güzel bir görünüme sahiptir. Özellikle Herceg Novi büyük otelleri, küçük eski şehir merkezi, plajları, muhteşem deniz manzarası    ile tatil geçirmek için ideal bir yerdir. Lepetane ile Kotor arasındaki en büyük yerleşim havaalanının bulunduğu Tivat şehridir.        

KOTOR

Kotor,  Kotor Körfezi’nin Kotor-Risan Koyu’nda, Lovćen Dağları’ndan St Ivan Dağı’nın  eteklerinde, Gurdić ve Škurda Nehirleri arasındaki   üçgen alanda kurulmuştur. UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alır. Ortaçağda 30 kilise ve 7 manastıra sahip şehirde halen 6’sı açık 10 kilise bulunur.

1979 yılındaki depremlerden sonra bugünkü şeklini alan şehir; 671 metre uzunluğunda bir sahile sahiptir. “Kotor Limanı” dünyanın her yerinden gelen lüks yatlar ve büyük yolcu gemileri ile doludur.

Şehrin en güzel bölümünü “Eski Şehir” oluşturur. Eski Şehrin çevresi Şehir Duvarları ile çevrilidir. Şehir Duvarları; 4.5 kilometre uzunluğunda, 2-15 metre arasında değişen yükseklikte,  konumuna göre 15-20 metre genişliğindedir.  260 metre yüksekliğindeki St Ivan Kalesi’ne kadar uzanır.   Duvarlar IX. Yüzyıl ile  XIX. yüzyıl arasında yapılmıştır.   Dış şehir duvarının yanında Eski Şehrin dağ tarafında  bir bölümü tahrip olmuş bir iç duvar bulunur.  Şehir Duvarları’nın farklı yönlerde üç giriş kapısı yer alır. Geçmişte deniz kıyısında bulunan “Deniz Kapısı” 1555 yılında, Venedik döneminde  yapılmıştır.  Şehrin  ana giriş kapısıdır. “Kuzey Kapısı”, 1540 tarihinde yapılmış,  bir köprü ile Škurda Nehri’nin diğer tarafına bağlanmıştır. “Güney Kapısı” ise  farklı yüzyıllarda yapılmış üç kapıdan oluşur.  Gordic Nehri’nin karşı tarafına yine bir köprü ile bağlanır.

Eski Şehre deniz tarafındaki Deniz Kapısı’ndan girebilirsiniz. Ancak şehre girmeden  önce sol tarafta yer alan küçük Turizm Bürosu  büfesinden şehir ile ilgili bir broşür almanızda   Eski Şehri daha iyi anlayabilmeniz açısından yarar vardır.

Küçük bir alanı kaplayan Eski Şehir incecik, birbirine bağlanan dar taş sokakları; farklı yüzyıllarda yapılmış  kiliseleri, iki üç katlı, bakımlı küçük sarayları, taş evleri, evlerin altlarında yer alan  şık dükkanları, küçük meydanları, butik otelleri, cafeleri ile çok güzel bir görünüme sahiptir.

Kaybolma olanağınız olmayan Eski Şehrin ana meydanı deniz tarafındaki kapıdan girişteki meydandır “Arms Square ( Trg od Oružja)”.   Meydanda giriş kapısının tam karşısında  XVII. yüzyılda yapılmış “Saat Kulesi”, XVII ve XVIII. yüzyıllarda yapılmış üç küçük saray, geçmişte tiyatro olan  halen Belediye Binası olarak kullanılan bina ve diğer binalar yer alır. Bu meydan dışında eski şehir bölgesinde 9 küçük meydan daha bulunur.

“St Tripun Meydanı’nda (St.Tripun’s Square/Trg Sv Tripuna)”  “St. Tripun/ St Tryphon Katedrali (St. Tryphon’s Cathedral / /Katedrale Sv. Tripuna)” yer alır. Kateral içindeki değerli objelerle   şehrin en önemli dini yapılarından biridir. Katedral 1166 yılında tamamlanmış,  depremler nedeniyle  farklı mimari tarzlarda sürekli yenilenmiştir. “Boka Navy Meydanı’nda (Boka Navy Square)”  XVIII. yüzyılda yapılan  “Gregorin Sarayı’nda (Gregorin Palace)” “Denizcilik Müzesi (Museum) yer alır. Müze   antika tabloları, IX. yüzyıldan kalan denizcilik aletleri, Kotor tarihi ile ilgili belgeleri ile ilginç bir yerdir.  Luke Meydanı’nda (Trg Sv. Luke) yer alan, 1195 yılında yapılan  “St. Luke Kilisesi ( St.Luke’s Church/Crkva Sv Luke)” ile aynı meydanda yer alan, 1909 yılında yapılan, “St Nicholas Kilisesi (St.Nicholas Church//Crkva Sv.Nikole)” şehrin diğer önemli kiliseleridir. “Eski Şehir Çeşmesi” hala akan suyu ile turistlerin ilgi odağıdır.

Kotor’da yapmanız gereken şey; ara sokaklarda gönlünüzce dolaşmak, bu sokaklarda ve  küçük meydanlarda yer alan cafelerde oturmaktır.   

Zamanınız sınırlı değilse ve sağlık sorununuz yoksa denizden 260 metre yükseklikte bulunan “St Ivan Kalesi’ne” de çıkılabilirsiniz. Kaleye çıkış yeri kuzey kapısının yakınında bulunan “St. Maria of the River Kilisesi’nin ( Sveta Marija oid Rijeke)” arkasından başlar. Kaleye küçük, dar, etrafı otlarla kaplı, farklı eğimlerle kıvrılarak yükselen  merdivenlerle  ulaşabilirsiniz. Ancak kaleye çıkarken yanınızda bir  kişi daha olmasına,  rahat kapalı bir yürüyüş ayakkabısı giymeye,  su veya içecek almaya, sıcak havalarda her türlü hayvanın çıkma olasılığına karşı dikkatli  yürümeye özen göstermelisiniz. Bu yürüyüşün en güzel tarafı yükseldikçe gözlerinizin önüne serilen muhteşem Kotor- Risan Koyu manzarası, şehrin ve çevresinin kuşbakışı görüntüsüdür. Mavi berrak deniz, küçük kırmızı çatılı yeşillikler içindeki evler, dik gri dağlarla  bölgenin tüm güzelliği büyüleyicidir. Yaklaşık 1350 merdiveni tırmanarak kaleye ulaşmakta zorluk çekerseniz. denizden 110 metre yükseklikte bulunan, XVII. yüzyılda yapılan boş, küçük kilisede  “Church of Our Lady of the Health ( Gospa od Zdravlja)” biraz mola verip,  geri dönebilirsiniz. Ancak nereye kadar çıkarsanız çıkın o muhteşem manzarayı uzun süre unutamazsınız.              

Kotor’da denize girmek isterseniz sahildeki otellerin taşlı plajlarından yararlanabilirsiniz. Ayrıca Kotor yakınındaki “Dobrota” ve küçük yerleşimlere gidebilir. Buralardan da denize girebilirsiniz.   

ADRİYATİK SAHİLLERİ

Ülkenin Adriyatik sahillerinde Budva, “Bar”, “Uljinc” gibi şehirler, “Sveti Stefan”, “Petrovac” gibi çok sayıda küçük yerleşimler bulunur. Masmavi deniz, denize  eğimle inen dağlar, bu dağların eteklerinde yer alan deniz manzaralı birbirinden güzel evler, oteller,  plajlar, küçük koylar ile Adriyatik sahilleri çok güzel bir görünüme sahiptir.

Bar; limanı, tepelik bir alanda yer alan Eski Şehri; Arnavutluk sınırı yakınındaki Arnavutların yoğun olarak yaşadıkları Uljinc camileri ve sahili ile zamanınız ölçüsünde görmeniz gereken yerlerdir.. Ancak  Bar’dan Arnavutluk sınırına giden dağ yoluna yöneldiğinizde sahillerdeki refah yerini bir süre sonra fakirliğe bırakır.  Dağ yolu bozuk,  bazılarında camiler bulunan  küçük köyler son derece fakirdir. Dağ yolunda farklı bir Karadağ  görüntüsü karşınıza çıkar.

BUDVA

Budva, Adriyatik Denizi kıyısında, yarımada üzerinde kurulmuş,  Karadağ turizmin merkezi olan  güzel bir şehirdir. Geçmişi İliryalılara kadar dayanır.

Budva yürüyerek dolaşabileceğiniz 11.000 nüfuslu küçük bir şehirdir. Ancak şehri ve civarını kısa sürede gezmek isterseniz Budva ve Kotor turunu birlikte veya  sadece yarım günlük  Bar turunu,  Cetinje ve Lovćen turunu veya bir günden uzun süreli diğer şehirleri de kapsayan bir tur programını  seçebilirsiniz. Bunun için turizm bürosu veya otelinizle bağlantı kurmanız gerekir.

Budva Eski Şehir dışında  birkaç katlı binaların, lüks evlerin yer aldığı modern bir yerleşimdir. Budva’nın ana caddesini;  koy  boyunca, iç taraftan uzanan,  deniz kıyısında yer almayan  “Jadranski Put” oluşturur.   “Slovenska Obala” ise  deniz kenarı boyunca  Eski Şehir,  Marina ve şehrin ana plajı olan “Slovenska Plajı” boyunca uzanır. Plaj ile Eski Şehir arasında yer alan “Marina” dünyanın farklı yerlerinden gelen teknelerle doludur.

“Eski Şehir (Stari Grad)” şehrin en güzel yeridir. Marina’nın sağ tarafında yer alan, Eski Şehir küçük bir yarımada üzerinde kurulmuştur. 2500 yıllık bir geçmişe sahiptir.  Eski Şehrin çevresi ortaçağdan kalan  şehir duvarları ile çevrilmiştir. 1667 ve 1979 Depremlerinden büyük zarar gören Eski Şehir  daha sonra restore edilmiştir. Eski Şehrin  Marina tarafındaki Ana Giriş Kapısı üzerinde Venedik Cumhuriyeti sembolü “Kanatlı Aslan” Figürü yer alır. Eski şehir labirent gibi küçük dar sokakları, birkaç katlı eski taş evleri, hediyelik eşya satan dükkanları, evler arasındaki küçük meydanları ile çok güzel bir yerdir. Bazı sokak ve meydanlarda Roma döneminden kalan kalıntılar göze çarpar. Küçük, dar sokak ve meydanlarda küçük cafe ve restaurantlar bulunur.  

Eski şehrin güney ucunda yer alan “Kale (Citadel)” ve kale manzarası görülmeye değer güzelliktedir. Kalenin farklı taraflarından şehrin  sahilleri, masmavi deniz muhteşem görülmektedir. Restore edilmiş kalede küçük bir müze ve kütüphane yer almaktadır.

Kalenin önündeki meydan şehrin en önemli meydanıdır. Meydanda 1804 yılında yapılan, üzeri freskolarla süslü, taş, “Holy Trinity Church (Crkva Sv. Trojice)” ile onun karşısında IX. yüzyıldan kalan “St Joh’s Church (Crkva Sv.Ivana)” yer alır. Meydana açılan marina’ya doğru uzanan dar “Petra I Petrovica” üzerinde de taş bir binada “Arkeoloji Müzesi”  bulunur. Holy Trinity Church yanından denize doğru ilerlediğinizde kalenin yan tarafındaki küçük meydanda da 804 yılında yapılan “St. Mary’s in Punta (Crkva Sv. Marije)” ile XIV. yüzyılda yapılan “St. Sava’s Church (Crkva Sv. Save)” karşınıza çıkar.

Eski Şehrin hemen çevresinde küçük iki plaj ile Eski Şehrin güneyinde “Mogren Plajı”  yer alır.        

Budva içindeki plajlar yanında şehre yakın mesafede    kimi lagun, kimi kum plaja sahip; zeytin, mandalin, portakal, limon, palmiye, kaktüs ve mimosa ağaçları ile kaplı, çok sayıda küçük koy ve plaj bulunur.

Budva Bar yolu üzerinde yer alan Bečići, St.Stefan, Petrovac bunlardan en tanınmış olanlarıdır.  “Bečići” şehre çok yakın mesafededir. 1950 metre uzunluğunda sahili ile 1935 yılında Avrupa’nın en güzel sahili seçilmiş, yaklaşık 1500 kişinin yaşadığı  otellerle dolu şirin bir yerleşimdir.

“St. Stefan” çok güzel bir görünüme sahip,  kısa bir yolla karaya bağlanan, küçük kayalık bir adadır. Avrupa Jet sosyetesinin  tatil mekanlarından biri olan  bu adayı Karadağ ile ilgili tüm tanıtım broşürlerinin üzerinde görebilirsiniz.  Akdeniz mimarisi tarzında küçük taş evler, oteller yer alan bu adaya ziyaret etmeniz söz konusu olmadığından ancak yol kenarından uzaktan seyredebilirsiniz.  

Petrovac ise  zeytinlik ve çam ağaçları içinde küçük, birkaç katlı taş evlerin bulunduğu,  XV ve XVI. yüzyılda inşa edilen “Kastio Kalesi” ile tanınan ve bugünkü görünümünü XVI ila XIX. yüzyıl başında elde eden 4000 kişinin yaşadığı küçük bir yerleşimdir.  Yakınında  St. Nedjelija Kilisesi’nin bulunduğu Sveta Nedjelja Adası  ile  Katic Adası   bulunur.

*Bu yazı Karadağ’a iki farklı dönemde yaptığım seyahat sırasında gezdiğim yerler, edindiğim  izlenimler, rehberler ve aşağıda yer alan kaynaklardan   yararlanılarak hazırlanmıştır.
Lonely Planet, Western Balkans, (ed:Richard Plunkett, Vesna Maric, Jeanne Oliver),  2006, ISBN  1-74104-610-6. 
Lonely Planet, Montenegro (ed:Peter Dragičević ), 2009. 978-1-74179-440-3.
Mapa Crne Gore, All About Montenegro, 2007, ISBN 978-86-84543-25-9.
Turistička Naklada d.o.o.,Kotor Tourist Monography,  (ed: Mato Najavro v.d) , ISBN 978-953-215-387-3.
Turistička Naklada d.o.o., Montenegro, (ed: Mato Njavro vd,), Zagreb,2008, ISBN 979-953-215-478-8.,
http://www.travel-in-montenegro.com
http://tr.wikipedia.org/wiki/karadağ
http://tr.wikipedia.org/wiki/karadağ_tarihi

http://www.visit-montenegro.com

 

 

SEYAHATLER

AVUSTURYA

Avusturya Cumhuriyeti; Orta Avrupa'nın güneydoğusunda yer alır. 83.858 km²   yüzölçümüne sahiptir.  Batıda Liechtenstein ve İsviçre, güneyde İtalya ve Slovenya, doğuda Macaristan ve Slovakya, kuzeyde  Almanya ve Çek Cumhuriyeti  ile komşudur.

daha fazlası
BOSNA HERSEK

Bosna Hersek 51.147 km² yüzölçümüne sahip bir Balkan ülkesidir. Ülke; kuzey, batı ve güneyde Hırvatistan, doğuda Sırbistan,  güneyde Karadağ ile komşudur. Ülkenin kuzey bölgesi “Bosna”, güney bölgesi “Hersek” olarak tanınır.

daha fazlası
SİNGAPUR

Singapur Güneydoğu Asya’da yer alan bir ada devletidir. Malakka Boğazı ve Güney Çin Denizi arasında Malakka Yarımadası'nın güneydoğu ucunda yer alır. Kuzeyde Malezya'nın Johor Eyaleti, güneyde  Endonezya'nın Riau Adaları ile çevrilidir. Anakaradan Johor Boğazı ile ayrılır. Malezya’ya iki uzun köprü ile bağlanır. Güneydoğu sahilindeki 63 küçük ada ile birlikte yüzölçümü yaklaşık 682 km2 civarındadır. Dünyanın en küçük yirmi ülkesinden biridir.

daha fazlası
FAS KRALLIĞI

Fas Krallığı, kuzeybatı Afrika'da  yer alan Arap ülkesidir. İspanya’dan  Cebelitarık Boğazı ile ayrılır.  Akdeniz ve Atlantik Okyanusu'na kıyısı olup, Afrika'nın Avrupa'ya yaklaştığı uçta, Avrupa’ya 14  km uzaklıktadır.  Afrika'nın en ucundaki “Tangier” şehri Fas'a,  Fas topraklarındaki “Ceuta” ve “Melilla” İspanya'ya aittir. Yüzölçümü 446.550 km2, güneyinde hak iddia ettiği,1975'ten beri yönettiği Batı Sahra dahil edilirse 710.850 km2 ‘dir.

daha fazlası

Copyright 2010. Privacy Policy | Terms of Use | XHTML | CSS

Design by MEHMET KEREM PALA

>