KIRIM
Kırım Karadeniz’in kuzeyi ile Azak Denizi’nin güneyinde bulunan bir yarımada üzerinde yer alır. Kerch yarımadası ile doğuya doğru uzanır. 26.945 km² yüzölçümüne sahiptir.
Kırım toprakları tarih boyunca çeşitli ulusların hâkimiyetine girmiştir. İlk dönemlerde Antik Yunanlılar, Kimmerler, İskitler, Gotlar, Hunlar, Bulgarlar, Hazarlar, Kıpçaklar, Osmanlı Türkleri, Bizans, Altınordu Tatarları, Moğollar ve diğer uluslar hâkimiyet kurmuşlardır. XIII. yüzyılda Kırım toprakları Ceneviz ve Venedikliler tarafından kısmen kontrol altına alınmış, XV. yüzyılın ilk yarısında Kırım Hanlığı kurulmuştur. Kırım Hanlığı 1476 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun hâkimiyetine girmiştir. Kırım toprakları 1783 yılında Rus İmparatorluğu tarafından işgal edilmiş, 1853-1856 yılları arasında Kırım Savaşı olmuştur. 1917-1918 yılları arasında da Kırım Tatar Halk Cumhuriyeti kurulmuştur. 1921 yılında Kırım Özerk Cumhuriyeti oluşturulmuştur. 1941 yılında Kırım Almanya tarafından işgal edilmiş, 1944 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği tekrar Kırım’ı ele geçirmiş, aynı yıl Kırım Tatarları sürgüne gönderilmiştir. 1954 yılında Kırım Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne bağlanmıştır. 1988 yılında Kırım Tatarlarına Kırım’a dönmeleri için izin verilmiştir. 27.1.1991 tarihinde yapılan referandum sonucu Ukrayna’ya bağlı Kırım Özerk Cumhuriyeti kurulmuştur. 2014 yılında yaşanan Kırım Krizi sonucunda Ukrayna'ya bağlı Kırım Özerk Cumhuriyeti, özel statüye sahip Sivastopol şehri ile birlikte 11 Mart 2014 tarihinde tek taraflı olarak Ukrayna'dan bağımsızlığını ilan etmiştir. 16 Mart 2014 tarihinde gerçekleştirilen ve Kırım'ın geleceğinin oylandığı referandumundan bir gün sonra Kırım Parlamentosu Rusya’ya bağlanma talebinde bulunmuş, bu talep Rusya Federal Parlamentosu tarafından 21 Mart 2014 tarihinde onaylanmıştır. Kırım Cumhuriyeti de bu tarihte bağımsızlığına son vermiştir. Rusya Devlet Başkanı Putin yaptığı açıklama ile Kırım’ın ülkenin dokuzuncu federal bölgesi olarak Rusya Federasyonu içerisinde yer alacağını belirtmiştir.
Kırım yarımadasında yer alan önemli şehirler arasında; Simferopol (Akmescit); Sivastopol (Sevastopol-Akyar); Kerç (Kerch); Evpatorya (Yevpatoria- Kezlev); Feodosia (Kefe); Yalta; Aluşta; Bahçesaray (Bakhchysaray –Bağçasaray) ve Sudak yer alır.
Kırım’da 2011 yılı itibari ile yaklaşık 2 milyon insan yaşamaktadır. Bunların % 70’i Rus, %15’i Tatar, % 15’i Ukraynalı’dır. Nüfusun %42’si Ortodoks , % 28.1’i Müslüman , %23’ü Protestan, %5’i Katolik ve diğerleridir. Kırım yarımadasında 100’den fazla etnik kökene sahip halk yaşamaktadır.
Kırım’da Ukraynaca ve yaygın şekilde Rusça konuşulmaktadır. Kırım Tatarcası üçüncü dil niteliğindedir. Kırım’da dil çok önemli bir sorundur. İngilizce bilen kişi sayısı son derece sınırlıdır. Bu nedenle Kırım’ı gezebilmek için en iyi yol bireysel gezmek yerine bir tur programına katılmaktır. Tur programlarına katılmak istemezseniz; Kırım’da az sayıda Türkçe bilen rehber eşliğinde Kırım’ı gezmek, beden dili ile anlaşmaya çalışmak, karşınızdaki kişi ile Türkçe konuşmayı denemek, büyük otellerin resepsiyonlarında çalışanlar genelde İngilizce bildiklerinden bu kişilerden yararlanmak, Kırım’a gitmeden önce İngilizce gezi kitaplarını okumak en iyi yöntemdir. Turizm bürolarının sayısı da son derece sınırlıdır. Bazı şehirlerde Turizm bürosu, Turizm bürolarında da İngilizce harita bulunmamaktadır. Bu nedenle Kırım’a gitmeden önce gezi kitaplarından veya internetten gideceğiniz şehirlerin İngilizce haritalarını çıkarmak, bu harita yardımıyla gezmek en iyi yoldur. İngilizce haritayı esas alarak Turizm bürosundan alacağınız haritayı Kırımlılara göstererek aradığınız yeri bulmaya çalışmak etkili bir yöntemdir. Gideceğiniz yerin adını otel resepsiyonuna yazdırarak veya gideceğiniz yerin adını gezi kitaplarından yararlanarak Ukraynaca veya Rusça bir kağıda yazarak ulaşım araçlarına binebilir veya gideceğiniz yere ulaşabilirsiniz.
Kırım ekonomisi turizm ve tarıma dayanır. Kırım’da buğday, mısır, ceviz, ayçiçeği, üzüm ve çok çeşitli sebze ve meyve yetiştirilmektedir. Kırım’da sanayi gelişmemiştir. Bunun nedenleri arasında; sanayi sektöründe yetersiz yapılanma, hantal devlet yapısı, sınırlı vergi tabanı, kamusal alanda aşırı düzenleme, rüşvetin ekonomik hayata önemli ölçüde girmiş olması, reforma gereksinim duyan gıda, hafif sanayi ve tarım sektörü sayılabilir. Bu olumsuz faktörlerin etkisiyle ekonomik faaliyetlerin yaklaşık olarak yarısı kayıt dışıdır. Ekonomide görece düzelme 2000’li yıllarla beraber başlamıştır. Özelleştirme ve yabancı sermaye diğer bölgelere göre daha yavaş gelişmiştir. 1990’larda üretimdeki düşüşler, bunun sonucunda yaşanan ekonomik küçülme ve beraberindeki hiper enflasyon süreci nüfusun büyük bölümünün yaşam standardını düşürmüştür. Günümüzde gelir dağılımı bozuktur.
Kırım’ın kuzeyinde ılıman kara iklimi, güneyinde ise Akdeniz iklimi hâkimdir. Güney kıyısı boyunca sağlık turizmi gelişmiştir. Kırım’a kültür seyahati yapmak için en uygun dönem ilkbahar ve sonbahar aylarıdır. Deniz amaçlı bir seyahat için temmuz ve ağustos ayları en uygun aylardır. Ancak eylül ayı ortalarına kadar denize girebilir. Kırım henüz Avrupalı turistlerin tercih ettikleri bir ülke değildir. Kırım geçmişte Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin en önemli tatil merkezlerinden biri olmuş, Stalin başta olmak üzere Sovyet liderlerinin büyük bir bölümü tatil için Kırım’ı tercih etmişlerdir. Günümüzde de Kırım’a gelen turistler genelde Beyaz Rusya, Azerbeycan, Ermenistan, Kazakistan, Kırgızistan, Moldova, Özbekistan, Tacikistan, Rusya Federasyonu vatandaşlarıdır. Bu nedenle seyahatiniz esnasında az sayıda diğer ülkelerin vatandaşlarına rastlayabilirsiniz. Kırım’a bireysel olarak gidebilirsiniz. Simperopol’a İstanbul’dan yaklaşık 1.5 saat süren bir uçak yolculuğu ile ulaşabilirsiniz. Kırım’da henüz Simferopol dışında bir havaalanı bulunmamaktadır.
Kırım’da alışverişlerde Euro ve Dolar kabul edilmemektedir. Kredi kartı kullanımı çok sınırlıdır. Şehir merkezlerinde çok sayıda banka ve döviz bürosu bulunmaktadır. Bankalarda işlemler uzun sürdüğünden döviz bürosunda para bozdurmak daha az zamanınızı alır.
Kırım mutfağı Rus, Ukrayna ve Tatar mutfağından oluşur. Tatar restaurantlarda rahatlıkla Türkçe yemek siparişi verebilirsiniz. Az sayıda da olsa bazı resturantlarda İngilizce menü bulabilirsiniz. İngilizce menü bulunmayan restaurantlarda yemek siparişi vermeniz ise oldukça güçtür. Yemeklerde domuz eti kullanımı yaygındır. Bu nedenle yemek seçerken buna dikkat etmeniz gerekir. Tatar mutfağını tatmak isterseniz çorba olarak lagman, solyanka, şurba’yı; yağda kızartılmış çiğ börek veya fırında çiğ böreği, Özbek pilavını, Tatar mantısı’nı, kebapları, tatlı olarak Tatar baklavası’nı deneyebilirsiniz. Tatar mutfağı dışında Borch çorbası ilginizi çekebilir. Fast food restaurant sayısı sınırlıdır. Yalta gibi bazı şehirlerde Mcdonalds bulabilirsiniz. İçecek olarak Kırım bira ve Kırım şaraplarını tadabilirsiniz. “Massandra” ülkede en fazla tercih edilen şarap markasıdır. Tatlı şaraptan hoşlanıyorsanız “Massandra Muscat” tatmanız gereken bir şaraptır. Şarap satın alacaksanız şarap fiyatları şehirlerdeki market veya şarap evlerinde havaalanından daha ucuzdur. Ayrıca Kırım maden suları ile de ünlüdür. Yeşil çay çok daha fazla tüketildiğinden çay isterken siyah çay olarak belirtmeniz gerekir.
Aşağıda Kırım’da gezme olanağı bulduğum Simferepol, Bahçesaray, Sivastopol ve Yalta hakkında bazı bilgi ve izlenimlere yer verilmiştir.
SİMFEROPOL
Simferopol XVIII. yüzyıılın sonunda Rus Çariçesi “Büyük Catherine” tarafından kurulmuştur. Kırım Tatarcası’nda adı Akmescitt’ir. 2012 itibariyle yaklaşık 400.000 nüfusa sahiptir.
Simferopol havaalanından tren istasyonuna 9 numaralı troleybüs, 49, 50, 98, 113 ve 115 numaralı minibüs veya taksi ile gidebilirsiniz. Taksi fiyatları fazla yüksek olmadığı, minibüs ve otobüs şoförleri İngilizce bilmediğinden taksi şoförleri ile anlaşmanız daha kolay olur. Ancak taksi için pazarlık yapmanız gerekir. Taksi şoförleri ile pazarlık yapabilmek için beden dilini kullanabilir veya bir kağıda yazarak anlaşabilirsiniz. Ayrıca 49, 98 ve 113 numaralı otobüs ve minibüsler de şehir merkezine gider. Tren istasyonu şehir merkezine yakındır. Buradan şehrin farklı yerlerine giden minibüsler ve troleybüslere binebilirsiniz. Tren istasyonu ile ana otobüs istasyonu arasında minibüs ve troleybüsler çalışır. Sudak ve Yevpatoria gitmek isterseniz tren istasyonunun yakınındaki otobüs istasyonundan kalkan otobüslere binmeniz gerekir.
Simferopol bakımsız küçük bir şehir görünümündedir. Henüz Komünizm döneminin izlerini silememiş olan şehrin her tarafında, bu dönemden kalma büyük boyaları dökülmüş blok apartmanlar, küçük iki veya tek katlı bakımsız evler yer alır. Modern tarzda yapılmış bina sayısı sınırlıdır. Sokaklarda, caddelerde lüks arabalarla, zor yol alan eski Doğu Bloğu arabaları yan yana gider. Minibüs, otobüs ve troleybüsler çok eski ve bakımsız bir görünümüne sahiptir. Az sayıda yeni troleybüs ve minibüs çalışır. Elektrik fiyatları çok ucuz olduğundan şehrin her köşesinde troleybüsleri görebilirsiniz.
Simferopol’da görülecek tarihi eser sayısı sınırlı ve tümü birbirine çok yakın mesafede olduğundan konaklamaya gerek kalmadan şehri birkaç saat içinde dolaşabilirsiniz. Eğer şehre yakın mesafede yer alan “Evpatorya (Yevpatoria- Kezlev)” ve “Bahçesaray’a (Bakhchysaray- Bağçasaray8” gitmek isterseniz şehrin merkezinde yer alan, şehrin en iyi oteli “Ukrayna Otel’de (Ukraina Hotel) ” bir gece konaklayabilirsiniz. Şehirde Turizm Bürosu bulunmadığından şehri dolaşmaya çıkmadan önce otelinizin resepsiyonunundan başta ulaşım olmak üzere şehri dolaşırken gerekli tüm bilgileri öğrenmenizde yarar vardır.
Simferopol’da görülecek önemli yerler arasında; şehir merkezinde, eski küçük evlerin yer aldığı dar bir sokak’ta (Vul Kurchatova) “Kebi Djami Cami” yer alır. Bu küçük cami XVI. yüzyılda yapılmıştır. Halen ibadete açıktır. Caminin imamı Türkçe bildiği için kendisi ile konuşabilir. Caminin içini gezebilirsiniz. Şehir merkezinde caminin dışında birkaç kilise bulunur. Bu kiliseler içinde “Three Saints Church” en tanınmış olanıdır.
“Kırım Parlamentosu”, “Puşkin Bulvarı (vul Pushkina)”, “Karl Marx Bulvarı (vul Karla Marksa)”, “Lenin Meydanı (pl Lenina)”, “vul Rozy lyuxemburg”, “pl Sovestkaya” ile bu bölgede bulunan cafelerin, restaurantların, dükkanların, bazı tarihi binaların yer aldığı dar çarşı sokakları şehrin diğer gezilecek yerleridir.
BAHÇESARAY
Bahçesaray’ın Kırım Tatarcası’nda adı Bağçasaray’dır. 2012 yılı itibariyle yaklaşık 91.000 nüfusa sahiptir.
Bahçesaray’a Simferopol “merkez otobüs istasyonundan” kalkan otobüslerle gidebilirsiniz. Sivastopol otobüsleri Bahçesaray’dan geçer. Simferopol merkez otobüs istasyonu “Moskova Otel’e” yakın “vul Kieviska” üzerindedir. Bahçesaray Simferopol’den yaklaşık bir saat uzaklıktadır. Ayrıca Simferopol’dan tren ile 45 dakikada şehre ulaşabilirsiniz.
Bahçesaray bir Anadolu kasabası görünümünde küçük bir şehirdir. Şehir 1530-1783 yılları arasında Kırım Hanlığı’nın başkenti olmuştur. Bahçesaray Kırım Tatarları’nın yoğun olarak yaşadıkları bir şehir olduğundan Türkçe konuşan kişi sayısı fazladır. Bu nedenle şehirde dil konusunda fazla zorluk çekmezsiniz.
Bahçesaray’da en önemli tarihi eser “Hansaray’dır.” Hansaray’a otobüs veya tren istasyonundan minibüs veya taksi ile ulaşabilirsiniz. Saray; Tren istasyonuna 3 kilometre uzaklıkta olduğundan dilerseniz yürüyebilirsiniz. . Hansaray Kırım Hanlığı döneminden kalan en önemli tarihi eserlerden biridir. Hansaray; “vul Lenina” üzerinde “Churuk Nehri” kenarında Doğu mimari tarzında inşa edilmiştir. Saraya nehrin üzerinden bir köprü ile girdikten sonra karşınıza büyük bir saray avlusu çıkar. Bilet gişesi girişin hemen solundaki binada yer alır. Bilet gişesi tarafında 1740 yılında yapılan “Büyük Han Cami” onun yan tarafında “Han Mezarlığı” bulunur. Büyük Han Cami Türkiye tarafından onarılmıştır. Halen ibadete açıktır. Girişin sağ tarafındaki kapıdan sarayın içine girilir. Saray birbiri içine geçmiş, iç ve dış avlularla birbirine bağlanmış yapı topluluğundan oluşmaktadır. Sarayın içinde; sarayın en eski bölümü olan 1503 yılında yapılmış “Demir Kapı Portalı-Aleviz Portalı”, “divan”, “hamam”, “gözyaşı çeşmesi”, “altın çeşme”, “küçük cami”, “yazlık oda”, “harem”, “Şahin Kulesi”, “yaşam odaları” ve çok sayıda çeşme bulunur. Saray odalarının bir bölümü orijinal bir bölümü orijinal şekline uygun olarak yeniden yapılmış eşyalarla süslenmiş, maketlerle canlandırmalar yapılmıştır. Saray aynı zamanda “Kırım Tatarları Tarih ve Kültür Müzesi’ne” ev sahipliği yaptığından Enderun odalarında Kırım Tatarları’nın yaşamı ile ilgili çok sayıda obje, resim ve belge görebilirsiniz. Ancak sarayın en fazla ilgi çeken bölümü üzerinde biri kırmızı, biri sarı iki gül bulunan, 1764 yılında mermerden yapılmış Gözyaşı Çeşmesi’dir. Rivayete göre; Kırım Giray Han “Dilara Bikez” adında bir kadına aşık olmuş, onunla evlenmiş ancak eşi 1763 yılında genç yaşta ölmüştür. Eşinin ölümüne çok üzülen Han “dünya durdukça bu çeşme de benim gibi ağlasın “ diyerek Bahçesaray’lı bir ustaya çeşmeyi yaptırmıştır. Çeşmeden damla damla akan su Hanın eşinin ardından döktüğü gözyaşlarını ifade etmektedir. Rus şair “Alexander Pushkin” sarayı gezerken çeşmenin hikayesinden etkilenmiş, çeşmeye hüznü anlatan sarı, sevgiyi-aşkı anlatan kırmızı gül koymuştur. O günden bu yana her günü çeşmeye iki taze gül konmaktadır. Ayrıca şair 1823 yılında “Bahçesaray Çeşmesi” adını taşıyan bir şiir yazmış, bu şiir çeşmenin ve Bahçesaray’ın tanınmasına neden olmuştur. Şiir nedeniyle çeşme ve saray Ruslar tarafından yıkılmamış, şehrin adı da değiştirilmemiştir. Çeşmenin yanında Pushkin’in büstü yer almaktadır. Dilara Bikez’in mozolesine ise girişteki büyük avlunun sonuna doğru yürüyerek ulaşabilirsiniz.
Hansaray’ın hemen dışında nehir kenarında hediyelik eşya, çiğ börek ve Tatar baklavası satan küçük tezgahlar bulunur. Bu tezgahlarda Tatar kadınlar kendi yaptıkları çiğ börek ve Tatar baklavası satarlar. Tatlı sevmeseniz bile son derece ilginç bir şekle sahip ve çok lezzetli olan Tatar baklavası’nı mutlaka denemelisiniz.
Bahçesaray’da görülmesi gereken yerlerden bir diğeri; Kırım’daki en eski Ortodoks manastırlardan biri olan “Uspensky Manastırı- Dormition Manastırı”’dır. Manastır Hansaray’ın önünden geçen yolun 2 kilometre ilerisindedir. Manastıra yürüyerek veya Hansaray’ın önünden bu yöne doğru giden minibüslere binerek ulaşabilirsiniz. Minibüsler konusunda Hansaray’ın kapısında sizi çay içmeye ve yemek yemeye davet eden Türkçe konuşan restaurant çalışanlarından yararlanabilirsiniz. Uspensky Manastırı bir tepenin üzerindedir. Bu nedenle Tatar restaurantlar ve hediyelik eşya satıcılarının bulunduğu alana yürüyerek veya minibüsle ulaştıktan sonra yukarı doğru kıvrılarak giden patika yoldan 10-15 dakika yürümeniz gerekir. Tepeye ulaştığınızda; Manastır kompleksinin bir bölümü olan, kayaların üzerindeki, altın çatılı küçük Ortodoks kilisesini görebilirsiniz. Bu küçük kilise VIII veya IX. yüzyılda Bizans’lı keşişler tarafından yapılmıştır. Dik merdivenlerle ulaşılan, kayaların içine oyulmuş bu kilisenin içine girmek isterseniz, kadın iseniz kilisenin girişinde duran eşarpla mutlaka başınızı örtmeniz ve uzun eteklerden birini giymeniz gerekir. Kiliseden çıkınca kilisenin yanındaki kayalara bakarsanız kayaların üzerine oyulmuş çeşitli dini resimler görebilirsiniz. Kilise merdivenlerinden Manastır kompleksinin diğer bölümlerini ve karşı taraftaki yol boyunca devam eden dik kayalıkları seyredebilirsiniz.
Zamanınız yeterli ise Manastırın hemen yakınında “Chufut Kalesi ve mağara şehir” yer alır. Burası Kırım’da en iyi korunmuş mağara şehir olarak bilinmekte, geçmişi VI. yüzyıla kadar uzanmaktadır.
Uspensky Manastırı’na çıkan patikanın başındaki Tatar restaurantlar ise yemek molası vermek için idealdir. Bu restaurantlarda uygun fiyata güzel Tatar yemekleri ve tatlıları yiyebilirsiniz.
Hansaray ile Manastır arasındaki yol üzerinde “1851-1914 yılları arasında yaşayan eğitimci, yayıncı ve politikacı “İsmail Gaspıralı Müzesi” bulunur. Müzede Gaspıralı’ya ait az sayıda eşyayı, 1883-1914 yılları arasında çıkardığı “Tercüman Gazetesi’nin” bazı nüshaları ile bazı yayınlarını görebilirsiniz. Bu küçük müzenin müdürü Türkçe konuştuğu için kendisinden İsmail Gaspıralı ile ilgili ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz.” İsmail Gaspıralı’nın heykeli” de Hansaray yolu üzerindedir.
Ayrıca şehirde 1500 yılında Mengli Giray Han’ın yaptırdığı “Zincirli Medrese’yi”, “Mengli Giray Han’ın Türbesi’ni” görebilirsiniz.
SİVASTOPOL
Sivastopol veya Sevastopol’un adı Kırım Tatarcası’nda Akyar’dır. 340.000 nüfusa sahiptir.
Sivastopol’a otobüs ile Yalta ve Simferopol’dan veya trenle Simperefol ve Bahçesaray’dan gidebilirsiniz. Şehre Simferopol veya Yalta’dan geldiğiniz zaman otobüs yolculuğu yaklaşık iki saat sürer.
Sivastopol Karadeniz kıyısında yer alan güzel, bakımlı bir şehirdir. Sanayi, liman, bilim ve kültür şehri olarak bilinir. Şehir; tarih boyunca Rusya ve Ukrayna açısından büyük önem taşımıştır. Şehrin körfez bölgesinde Rus donanmasına ait çok sayıda savaş gemisini görebilirsiniz.
Sivastopol’da tarihi bina sayısı sınırlıdır. Bunun nedeni; şehrin 1853-1856 Kırım Savaşı ile 1941-1944 yılları arasındaki Rus- Alman Savaşı sırasında aylarca devam eden bombardımanlardan büyük zarar görmesidir. Şehre bu savaşlardaki kahramanlığı nedeniyle Stalin tarafından “kahramanlık nişanı” verilmiştir. Bu nedenle şehrin girişinde yol kenarında üzerinde yıldız bulunan bazı anıtlar görebilirsiniz. Benzer anıtlar Kırım yarımadasında Sivastopol dışındaki diğer yerleşimlerde de gözünüze çarpar.
Sivastopol’da mutlaka görmeniz gereken yerlerin başında “Panorama Müzesi” gelir. Müze şehir merkezine yakın bir tepe üzerinde, Kırım Savaşı ile ilgili birçok anıt ve obje bulunan geniş bir park alanı içinde, resim için özel olarak inşa edilmiş yuvarlak bir binada yer alır. Müzedeki resimler Odessa’lı ressam “Franz Alekseyeviç Rubo” başkanlığında bir grup tarafından üç yılda yapılmış, Müze 1905 yılında ziyaret açılmıştır. Ancak Müze II. Dünya Savaşı sırasında Alman bombardımanı nedeniyle büyük hasar görmüş, resimlerin bir bölümü yangın nedeniyle tahrip olmuştur. Yangından kurtarılan 86 parça resim bir gemi ile kaçırılmıştır. Savaşın sonunda resimler “V.N. Yakovlev” başkanlığında bir grup tarafından restore edilmiş, Müze 1954 yılında yeniden ziyarete açılmıştır. Resimler; 115 metre uzunluğunda, 14 metre yükseklikte olup, seyir platformuna 12 metre uzaklıkta binanın tüm duvarlarını kaplayacak şekilde yerleştirilmiştir. Resimlerle seyir platformu arasındaki alana toplar, kum torbaları, maketler, yanan evler, samanlar, tahta arabalar, insan maketleri gibi çeşitli objelerle konmuş, duvardaki resim ile objeler birbiri ile bütünleştirilmiştir. Çatıdan ise doğal aydınlatma sağlanmıştır. Sivastopol kuşatmasının bir günü resme yansıtılmıştır. Resme baktığınız zaman resmin bittiği yer ile objelerin başladığı yeri birbirinden ayırt etmeniz oldukça zordur. 360 derecelik bir turla seyir platformundan resme baktığınızda savaşa katılan taraflar arasındaki mücadeleyi tüm detayları ile görebilirsiniz. Örneğin; Amiral Nahimov’un askerleri ile birlikte savaşmasını, Dr. Nikolay Pirakin’in ilk defa narkoz kullanmasını, Rusya’nın savaş alanlarındaki ilk gönüllü hemşiresi “Darja Lavrentjevna Miklailova” veya askerlerin verdiği adıyla “Dasha Sevastopolskaya’yı”, yemek yiyen ve dua eden askerleri, düşen bir top mermisi sonucu yanan evi, yangını söndürmeyen çalışan insanları ve bunun gibi nice ayrıntıyı hüzünle izler. Savaşın acımasızlığını bir defa daha görürsünüz.
Resme konu olan Kırım Savaşı 1853-1856 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu, Fransız İmparatorluğu, Sardinya Krallığı, Birleşik Krallık ile Rus İmparatorluğu arasında yapılmış, bir bölümü savaş sırasında bir bölümü hastalık ve açlıktan her iki taraftan 500.000’nin üzerinde kişi ölmüştür. Osmanlı İmparatorluğu’nun kaybının 175.300 civarında olduğu bunların önemli bölümünün hastalık ve açlıktan öldüğü belirtilmektedir. Bu savaşta ölenlerin anısına Sivastopol yakınında bir ağaçlık arazide “Kırım Osmanlı Şehitleri Anıtı ve temsili bir şehitlik” oluşturulmuştur. Zamanınız olması halinde anıtı ve anıtın arka tarafında ölenleri temsilen az sayıda taş plaketin yer aldığı küçük mezarlığı ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca Kırım Savaşı ile ilgili olarak limanda denizin içinde, bir kaya üzerine, Kırım Savaşı sırasında düşman gemilerinin körfeze girmesini engellemek amacıyla batırılan gemilerin bulunduğu yere dikilen “Scutled Ships Heykeli’ni”, küçük bir meydanda yer alan “Amiral Nakhimov Anıtı’nı” görebilirsiniz.
Sivastopol’un “liman bölgesi” çok sayıda küçük teknelerin sıralandığı, büyük yolcu gemilerini de görebileceğiniz güzel bir yürüyüş alanıdır. Bu alanda hediyelik eşya satıcılarının bulunduğu küçük bir sokak çarşısı, cafeler, kıyıya paralel uzanan denizi ve liman bölgesini küçük teraslardan seyredebileceğiniz park alanı bulunur. Ayrıca UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan, antik Yunan ve Bizans kültürünün karıştığı, Chersonesos antik Yunan şehir kalıntıları, St.Vladmir’s Katedrali, Prens Vladmir Anıtı, Bazilika kalıntıları, Türk toplarından yapılan çan ile bölgeden çıkarılan eserlerin sergilendiği bir müzenin yer aldığı “Tauric Chersonesos” bölgesini ziyaret edebilirsiniz. Zamanınız olması halinde Sivastopol’a yakın mesafede olan “Balaklava’ya” da gidebilirsiniz.
YALTA
Yalta hem bir şehrin hem de Ayudağ’ından Simeiz’e kadar uzanan bölgenin adıdır. Bu bölge “Büyük Yalta” olarak adlandırılmaktadır. 2012 yılı itibariyle Yalta’nın nufusu 83.000, Büyük Yalta’nın yaklaşık 150.000’dir. Kırım’ın güneyinde Karadeniz kıyısında yer alır.
Yalta’ya Simferopol tren istasyonu’ndan otobüsle, zaman sorununuz yoksa tren istasyonundan kalkan dünyanın en uzun troleybüs hattı olan Simferepol- Yalta troleybüs hattı yoluyla 52 numaralı troleybüs ile 2.5 saate yakın bir yolculukla ulaşabilirsiniz. Troleybüsler ucuz ancak fazla konforlu değildir. Troleybüslerin yavaş gittiğini ve genelde kalabalık olduğunu da unutmamalısınız. Ayrıca Yalta’nın en büyük oteli olan “Yalta Otel’in” Simferopol havaalanı ile Simferopol tren istasyonundan servisleri bulunur. Yalta otobüs istasyonundan limana ise minibüs, otobüs istasyonundan çıktıktan sonra göreceğiniz “Bystraya Nehri’nin” üzerindeki köprüden karşıya geçerek ulaşacağınız “vul Kievskaya’dan” geçen 1,2,3 numaralı troleybüs veya otobüs istasyonu’nundan çıktıktan sonra Bystraya Nehri boyunca devam eden “vul Moskovskaya” boyunca yürüyerek ve bu caddelerde kurulan “Merkez Pazarı’nı” da görerek kısa sürede ulaşabilirsiniz. Minibüs ve troleybüs biletini şoförden alabilirsiniz. 1 numaralı troleybüs şehir içinde dolaşmakta, 2 numaralı troleybüs Nikitisky Botanik bahçesine, 3 numaralı troleybüs ise Massandra’ya gitmektedir.
Kırım denince ilk akla gelen yer Yalta’dır. Yalta çok sayıda turizm tesisinin ve bol oksijenli havası nedeniyle sanatoryum gibi sağlık merkezlerinin bulunduğu, yoğun turist görebileceğiniz Kırım’ın en gelişmiş şehridir. Şehir iki burun arasında, yemyeşil dağların eteklerinde yer alan konumu ile çok güzel bir görünüme sahiptir. Yalta batılı yaşam tarzı ile Kırım yarımadasındaki diğer şehirlerden çok farklıdır.
Yalta’nın kalbi “liman bölgesi’dir”. “Lenin Heykeli’nin” bulunduğu “Lenin Meydanı’ndan (pl.Lenina)” başlayan sahil yolu “Nab Lenina” kilometrelerce devam eder. Bu sahil yolunun hemen kenarında küçük plajlar yer alır. Ancak plajlar çok kalabalık, kumsalı taşlık ve çok dar bir alana sahiptir. Sahil yolu gösteri yapanlar, gezenler, saray kostümleri ile gündüz şeker gece çiçek satan satıcılarla gece gündüz kalabalık ve çok keyiflidir. Sahil yolunun iki tarafında alışveriş yerleri, cafeler, restaurantlar, çok güzel oteller, farklı köşelerinde çeşitli heykeller ardı ardına sıralanmıştır. Ayrıca sahil yolunda Yalta civarındaki gezilecek yerler için günlük turlarla ilgili bilgi veren küçük standlar bulunur. Sahil boyunca çok sayıda cafe ve restaurant olduğundan seçim yapmakta zorlanabilirsiniz. Yalta’da Kırım’ın diğer şehirlerine göre İngilizce bilen kişi sayısı biraz daha fazladır. Ancak sahildeki turizm bürosunda bir İngilizce harita bulamazsınız. Kıyıda en ilginç cafe, sahil yolunun hemen her tarafından görebileceğiniz, deniz üzerinden oldukça yüksekte direkler üzerinde duran “Antik Yunan Gemisi” şeklindeki cafe- restaurant’tır. Bu cafe-restaurant özellikle gece çok güzel bir liman manzarasına sahiptir. Biraz pahalı olan bu cafede güzel bir kahve eşliğinde sahil yolundaki canlılığı tepeden seyredebilirsiniz. Antik Yunan Gemisi şeklindeki cafeyi biraz geçtikten sonra parkın yan tarafından sahilden içeri doğru “Vodopadnaya Nehri” boyunca uzanan “vul Pushkinskaya” ressamların ve hediyelik eşya satanların yer aldığı yine ardı ardına cafelerin restaurantların sıralandığı güzel bir caddedir. Bu caddedeki ressamlardan bazılarının yaptıkları portreler gerçekten inanılmaz derecede güzeldir. Zamanınız varsa bu ressamlardan birine fotoğrafınızı vererek çok güzel bir portreye sahip olabilirsiniz. Şehri tepeden görmek isterseniz sahil yolundaki küçük şapelin karşı tarafına düşen kara tarafındaki sokaklardan şapele gelmeden önceki sokağa girer. Sağa dönerseniz. İki kişilik teleferiklerle “Darsan Tepesi’ne” yaklaşık 10 dakikalık keyifli bir yolculukla çıkabilir. Tepedeki cafede oturabilir. Buradan tüm limanı ve şehrin büyük bölümünü seyredebilirsiniz. Teleferiğin yakınında altın renkli kubbeleri ile Neo- Bizans tarzı “Aleksander Nevski Rus Ortodoks Katedrali” yer alır.
Yalta civarında çok sayıda görülecek yer bulunur. Bunların ilki; Yalta’nın batısında, ona 3 kilometre uzaklıktaki “Livadia Sarayı’dır”. Saraya taksi veya 11 numaralı dolmuş ile gidebilirsiniz. Denize tepeden bakan, etrafı denize kadar inen büyük, çok güzel düzenlenmiş 40 hektarlık bahçelerle, çeşmelerle süslü Büyük Beyaz Saray; 1910-1911 yılları arasında, 17 ayda, 2000 işçi ile, Mimar N.Krasnov tarafından, Rus Çarı “II. Nicholas” için, İtalyan Rönesans tarzında, yazlık saray olarak yapılmıştır. Sarayın yapımında Sivastopol civarından çıkarılan beyaz mermer kullanılmıştır. Gerçekte bu bölge 1834 yılında bir Polonyalı tarafından alınmış, burada yazlık ve yönetim binaları yapılmıştır. 1861 yılında arazi Rus Çar Ailesi tarafından satın alınmış ve bugünkü saray yaptırılmıştır. Her odası özel olarak dizayn edilmiş olan saray 58 odaya sahiptir. 1917 Ekim Devrimi sırasında Saray yağmalanmış, buradaki eşyaların bir bölümü daha sonra satın alınarak saraya geri getirilmiştir. Saray; 1923-1973 yılları arasında sanatoryum olarak kullanılmıştır. Saray dünya siyasi tarihi açısından büyük bir anlam taşımaktadır. 1945 yılı Şubat ayında “Yalta Konferansı” burada toplanmış, Avrupa’nın geleceği bu sarayda şekillenmiştir. Sarayın ilk katında, Yalta Konferansı’nın yapıldığı şık beyaz salon bulunmaktadır. Bu katta konferansla ilgili çeşitli resimler ve eşyalar sergilenmektedir. Konferans toplantılarının yapıldığı odalar, konferans sırasında hasta olduğu için sarayda kalan ABD başkanı “Franklin Roosevelt’e” ait bazı eşyalar, konferans görüşmeleri sırasında görüşmelerde kullanılan masa, Franklin Roosevelt, Winston Churchill, Josep Stalin’i bir arada gösteren ünlü resim ve diğer resimler ilk katta sergilenmektedir. Sarayın ikinci katında ise son Çar II. Nicholas ve ailesi ile ilgili resimler, ailenin kullandığı eşyalar, Çar’ın resim koleksiyonu bulunmaktadır. Çar ve ailesi 1917 yılında Bolşevik askerleri tarafından tutuklanıp, daha sonra “YeKaterinburg’da” öldürülmeden önce ancak çok kısa bir süre bu sarayda oturmuştur.
Kırım’la ilgili tüm fotoğraflarda gördüğünüz “Kırlangıç Yuvası (Swallow’s Nest)” Yalta’nın batısında, 10 kilometre uzaklıktadır. Yalta-Alupka arasında, Gaspıra (Gaspra) köyünde, “Ai- Todor Burnu’ndaki (Ai- Tudor Cape)” Aurora uçurumunun kıyısında yer alır. Kırlangıç Yuvası’na; Yalta’da limandan kalkan teknelerle veya 32-33 numaralı minibüslerle ulaşabilirsiniz. Tekne ile gitmek daha kolay ve keyiflidir. Limandan mevsimine göre değişen saat ve aralıkla tekneler kalkar. Tekne ile gitmeniz halinde kıyıdan şatonun bulunduğu yere merdivenlerle ulaşmanız gerekir. Kırlangıç yuvası 1911-1912 yılları arasında mimar “L.Sherwood” tarafından Petrol zengini “Baron V. Steingel” için yapılmıştır. Ortaçağ kalesi görünümündeki şato tam uçurumun kenarında yer almaktadır. Şato ilk yapıldığı yıllarda uçurumun kenarında yer almamış ancak yedi şiddetindeki 1927 Depremi sırasında kayaların büyük bölümü kopunca şato uçurumun kenarına gelmiştir. Adeta denize düşecekmiş gibi duran şato masallardan çıkmış bir görünüme sahiptir. Almanya’daRen Nehri kenarındaki “Rittenburg Şatosu’nun” küçük bir kopyası olan Şato’nun içine girmek isterseniz ufak bir bedel ödemeniz gerekir. Halen resim galerisi olarak kullanılan şatonun içi ise dış görünüşünün aksine sizi hayal kırıklığına uğratabilir. Üst katı gezilemeyen şatonun içi çok küçüktür. Ancak çok güzel bir manzaraya sahiptir. Şato ziyaretiniz sırasında burada bulunan cafede oturarak denizi seyredebilir. Merdivenlerin kenarına kurulmuş küçük tezgahlardan hediyelik eşya alabilir. Küçük koyda denize girebilirsiniz. Ayrıca otel ve dükkanların bulunduğu diğer tepe ile Kırlangıç Yuvası’nın bulunduğu alan arasına kurulan telesiyej hattı yardımıyla tellerin üzerindeki bir mekanizma yardımıyla havadan süzülerek gelen insanları keyifle seyredebilirsiniz. Bu zevki tatmak isterseniz minibüs ile otellerin bulunduğu yere gelmeniz buradan bu hava hattına binmeniz gerekir. Zira hat tek yönlü olarak çalışmaktadır.
“Ai- Petri Dağı” 1234 metre yüksekliğinde Alupka yakınında bir dağdır. Dağa teleferik veya troleybüs ile çıkabilirsiniz. Otobüs istasyonundan kalkan 27 numaralı minibüs sizi teleferiğin kalktığı yere getirir. Ayrıca teleferik istasyonuna kadar taksi de kullanabilirsiniz. Dağın tepeside bazı anıtlar ve restaurantlar bulunur. Buradan güney Kırım sahillerinin muhteşem görüntüsünü seyredebilirsiniz.
“Alupka Sarayı” ise Yalta’nın 16 kilometre batısındadır. Saraya 27 numaralı otobüs ile gidebilirsiniz. Otobüsten indikten sonra bir süre sarayın bahçesinde yürümeniz gerekir Saray Kont” M. Vorontsov” için 1828-1851 yılları arasında 25 yılda yapılmıştır. Sarayın farklı bölümlerinde dönemin modasına uygun olarak farklı mimari tarzlar uygulanmıştır. Sarayın kuzey tarafında İngiliz Gotik tarzı, güney tarafında Hint tarzı kullanılmıştır. Batı tarafından bakıldığında ise bir ortaçağ kalesi görünümündedir. Sarayın içi değerli eşyalarla çok güzel döşenmiştir. Saraydan deniz tüm güzelliği ile görülmekte, saray çok büyük bir park alanı içinde yer almaktadır. Dağdan denize kadar uzanan park alanında çeşmeler, heykeller, seyir terasları bulunmaktadır. Şarap seviyorsanız “Massandra Şarap Tadım Merkezi” minibüs durağının hemen yakınındadır.
Yalta’nın doğu tarafında yer alan “Nikitisky Botanik Parkı” 1812 yılında İsveç asıllı bir Rus botanikçi Ch. Steven tarafından kurulmuştur. Halen 15.000 çeşit farklı ülkelerden getirilen ağaç ve bitkiye 2000’nin üzerinde gül çeşidine ev sahipliği yapmaktadır. Denize doğru uzanan bir yamaçta kurulmuştur. Buraya Merkez Pazar otobüs terminalinden 34 numaralı minibüs ile gidebilirsiniz.
Yalta’nın 3 kilometre doğusunda yer alan Massandra Yalta şehri ile adeta bütünleşmiştir. Bu beldede görülmesi gereken en önemli yer “Massandra Sarayı’dır”. Saraya taksi veya 2 numaralı troleybüs ile gidebilirsiniz. Minibüs veya taksiden indikten sonra yürümeniz veya akülü araçlara binerek saraya ulaşmanız gerekir. Fransız Şatosu görünümünde olan Saray dağ eteğinde Massandra Parkı’nın içinde yer alır. Çar III.Aleksander ve ailesinin av köşkü olarak kullanılmış ancak sonra Stalin’in yazlık evi olmuştur. Küçük bir saraydır. Tabloları, antika mobilyaları ile şık bir görünüme sahiptir. Sarayın çevresi iyi düzenlenmiş bahçelerle çevrilmiştir.
Zamanınız varsa Yalta’nın doğusunda “Aiu Dag” yakınındaki “Gurzuf”, kalesi ile ünlü “Sudak”, “Feodosia”, ”Kerch”, “Yevpatoria” Kırım’da görebileceğiniz önemli yerler arasında yer alır.
----------------------------------------------------------------------------------------------
*Bu yazı Kırım’a yaptığım seyahat sırasında gördüğüm yerler, edindiğim izlenimler, yerel rehber “Stas Murzin’in (Sarı Kemal)” verdiği bilgiler ve aşağıda yer alan kaynaklardan yararlanılarak hazırlanmıştır.
Guidebook, The Best Places of Crimea, 2011.
Lonely Planet, Ukraine, 2.baskı, 2008.ISBN 978-1-74104-481-2.
Odesa Başkonsolosluğu Ticaret Ataşeliği, Kırım Özerk Cumhuriyeti Bölge Raporu, 2012.
http://tr.wikipedia.org/wiki/K%C4%B1r%C4%B1m_%C3%96zerk_Cumhuriyeti
SEYAHATLER

Avusturya Cumhuriyeti; Orta Avrupa'nın güneydoğusunda yer alır. 83.858 km² yüzölçümüne sahiptir. Batıda Liechtenstein ve İsviçre, güneyde İtalya ve Slovenya, doğuda Macaristan ve Slovakya, kuzeyde Almanya ve Çek Cumhuriyeti ile komşudur.

Bosna Hersek 51.147 km² yüzölçümüne sahip bir Balkan ülkesidir. Ülke; kuzey, batı ve güneyde Hırvatistan, doğuda Sırbistan, güneyde Karadağ ile komşudur. Ülkenin kuzey bölgesi “Bosna”, güney bölgesi “Hersek” olarak tanınır.

Singapur Güneydoğu Asya’da yer alan bir ada devletidir. Malakka Boğazı ve Güney Çin Denizi arasında Malakka Yarımadası'nın güneydoğu ucunda yer alır. Kuzeyde Malezya'nın Johor Eyaleti, güneyde Endonezya'nın Riau Adaları ile çevrilidir. Anakaradan Johor Boğazı ile ayrılır. Malezya’ya iki uzun köprü ile bağlanır. Güneydoğu sahilindeki 63 küçük ada ile birlikte yüzölçümü yaklaşık 682 km2 civarındadır. Dünyanın en küçük yirmi ülkesinden biridir.

Fas Krallığı, kuzeybatı Afrika'da yer alan Arap ülkesidir. İspanya’dan Cebelitarık Boğazı ile ayrılır. Akdeniz ve Atlantik Okyanusu'na kıyısı olup, Afrika'nın Avrupa'ya yaklaştığı uçta, Avrupa’ya 14 km uzaklıktadır. Afrika'nın en ucundaki “Tangier” şehri Fas'a, Fas topraklarındaki “Ceuta” ve “Melilla” İspanya'ya aittir. Yüzölçümü 446.550 km2, güneyinde hak iddia ettiği,1975'ten beri yönettiği Batı Sahra dahil edilirse 710.850 km2 ‘dir.
Copyright 2010. Privacy Policy | Terms of Use | XHTML | CSS
Design by MEHMET KEREM PALA
>