LİTVANYA
Litvanya veya resmi adı ile “Litvanya Cumhuriyeti” Kuzey Avrupa’da yer alır. Letonya, Estonya ile birlikte üç Baltık Devleti’nden biridir. Letonya, Belarus, Polonya ve Rusya’nın egemenliğinde bulunan Kaliningrad ile komşudur. Baltık ülkeleri arasında Baltık Denizi’ne en az sınırı bulunan ülkedir. 65.200 km² yüzölçümüne sahiptir.
Litvanya topraklarına ilk yerleşim M.Ö. 10 bin yıllarında gerçekleşmiştir. M.Ö. 2-3 bin yılları arasında ülke topraklarına Hint- Avrupa halklarının göçü başlamış, bu halklar yerli halkla karışarak Baltık halkını oluşturmuşlardır.Pagan olan Baltık kabileleri haçlı ordularının saldırıları ile karşılaşınca bir araya gelmeye başlamışlardır. “Dük Mindaugas tüm kabileleri 1240 yılında birleştirmiş, 1253 yılında taç giyerek Litvanya kralı unvanına sahip ilk kral olmuştur. Hıristiyanlığı kabul eden Dük Mindaugas’ın öldürülmesinin ardından yeniden pagan inancına dönen Litvanya; Haçlı orduları ve Töton Şövalyeleri’nin hedefi haline gelmiş, onlarla yüzyıllar boyunca savaşmak zorunda kalmıştır. Buna rağmen XIV. yüzyılın sonlarına doğru Belarus, Ukrayna, Polonya’nın bir bölümü ve Rusya dâhil Avrupa’nın büyük bir bölümünü ele geçiren Litvanya Büyük Dükalığı Avrupa'nın en büyük devleti haline gelmiştir. 1386 yılında Litvanya- Polonya (Lehistan) hanedan evliliği sonucu Polonya ve Litvanya birlikteliği sağlanmış, bu evlilik ile pagan Litvanya Hıristiyanlığı kabul etmiştir. 1401-1430 yılları arasında Grandük “Büyük Vytautas” döneminde ülkenin toprakları Batık’tan Karadeniz’e kadar geniş bir alana yayılmıştır. 1410 yılında birleşik Polonya- Litvanya orduları “Grünwald Savaşı’nda” haçlılara ve Töton Şövalyelerine karşı büyük bir zafer kazanarak bu tehdidi sona erdirmişlerdir.
Litvanya Grandükü ile Polonya Kralının aynı kişi olmasına karşılık iki ülkenin birleşmesi ancak 1569 yılında Litvanya Grandükü II. Zygmunt August’un” varis bırakmadan ölmesi üzerine iki devletin soylularının 1569 yılında “Lublin Antlaşması” yapmalarından sonra gerçekleşmiş böylece “Polonya (Lehistan)- Litvanya Birliği” kurulmuştur. 1795 yılında parçalanıncaya kadar Litvanya ve Polonya tek kral, tek meclis ve tek senato tarafından yönetilmiştir. Bu dönemde Polonya kültürü, Litvanya kültürünü büyük ölçüde etkilemiştir. Litvanya-Polonya Birliği 1795 yıllarında Rus İmparatorluğu, Prusya ve Avusturya Hanedanlığı arasında bölünmüş, Litvanya topraklarının büyük bölümü Rus İmparatorluğu’nun ele geçmiştir. Rus İmparatorluğu Litvanya topraklarını 1795-1918 yılları arasında baskı altında yönetmiş, bu baskıya karşılık 1831 ve 1863 yılında çıkan ayaklanmalar başarılı olamamıştır. 1868-1914 arasında ülke nüfusunun yaklaşık %20'si ülkeyi terk etmek zorunda kalmıştır.
I. Dünya Savaşı ve 1917 Ekim Devrimi Rusya’yı zayıflatmış, 16 Şubat 1918 tarihinde Litvanya Konseyi, Litvanya’nın bağımsızlığını ilan eden bir deklarasyon yayınlamıştır. Bu deklarasyon sonrası Vilnius, 1920 yılında Polonya tarafından işgal edilmiş, bunun üzerine Kaunas ülkenin geçici başkenti olmuştur. 1923 yılında Klaipėda ayaklanma sırasında Klaipéda bölgesi Litvanya tarafından ele geçirilmiş ancak bölge 1939 yılında Almanya’ya geri verilmiştir. 1939 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin Doğu Polonya'yı işgal etmesi ile Vilnius yeniden Litvanya'ya bırakılmış ancak 16 Haziran 1940 tarihinde ülke Kızıl Ordu tarafından işgal edilmiş, 21 Temmuz 1940 tarihinde SSCB’e “Litvanya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti” olarak bağlanmıştır. Ancak SSCB’deki Alman işgali ülkenin fiilen dağılmasına neden olmuştur. 1944 yılında Almanların geri çekilmesi ile SSCB, Litvanya Sosyalist Sovyet Cumhuriyeti’ni yeniden kurmuştur. 1944-1952 yılları arasında bağımsızlık taraftarı Litvanyalılar; Sovyet güçlerine karşı gerilla savaşı vermiş ancak bu savaş başarısız olmuş, bağımsızlık yanlılarının büyük bir bölümü öldürülmüş veya sürülmüştür. SSCB hâkimiyeti 1940 ile Litvanya'nın bağımsızlığını ilân ettiği 1990 yılına kadar devam etmiştir. 1980 sonrası SSCB’deki değişim Litvanya’yı da etkilemiş, 11 Mart 1990 tarihinde Litvanya'da bağımsızlık genelgesi yayımlanmıştır. SSCB bu girişimi; ülkeye ekonomik ambargo uygulayarak bastırmaya çalışmıştır. 1991 yılında Sovyet özel birlikleri Vilnius televizyon kulesini basarak 14 kişinin ölümüne neden olmuş, parlamento önünde Sovyet güçlerine karşı direnen halkın üzerine açılan ateş sonucu çok sayıda kişi ölmüş veya yaralanmıştır. Sovyet orduları ülkeyi 1993 yılında terk etmişlerdir. Litvanya bağımsızlığına kavuştuktan bir süre sonra serbest piyasa ekonomisine geçmiş, 2007 yılında Avrupa Birliği’ne üye olmuştur.
Litvanya halen demokrasi ile yönetilir. Başkenti Vilnius’dur. Önemli şehirleri arasında Vilnius, Kaunas, Klaipéda, Šiauliai ve Panevėžys yer alır.
Yaklaşık 3.5 milyon nüfusa sahiptir. Nüfusunun %83.7’si Litvanyalı’lardan, %6.6’sı Polonyalı’lardan, %5.3’ü Ruslardan, %4.4’ü diğerlerinden oluşur. Diğerler içinde Türk kökenli Musevi Karay Türkleri ile Tatarlar da yer alır.
Resmi dili Litvanca’dır. İngilizce bilen kişi sayısı Vilnius ve Trakai de oldukça fazladır. Ancak diğer yerlerde sınırlıdır. İngilizce okullarda genelde ilk yabancı dil olarak öğretildiği için gençler arasında İngilizce bilenlerin sayısı yaşlılara göre daha fazladır. Bu nedenle dil konusunda sorunla karşılaşırsanız gençlerden yardım alabilirsiniz. Rusça biliyorsanız Rusça bilen kişi sayısı özellikle yaşlılar arasında fazladır.
Ülkede her türlü din ve dinin farklı mezhepleri bulunur. Ayrıca ülkenin geçmişinden gelen bazı geleneksel dinler de varlığını sürdürür. Ancak halkın yaklaşık %80’i Katolik’tir. Sovyet işgal döneminde her dine karşı ülkede büyük bir baskı uygulanmıştır.
Litvanya konumu itibariyle kışın çok soğuk ve karlı, yazın Türkiye’ye göre oldukça serin bir iklime sahiptir. Bu nedenle seyahat için yaz aylarını tercih etmenizde yarar vardır. İlkbahar veya sonbahar aylarında ülkeye gidecekseniz yanınıza mutlaka kalın giysiler ve şemsiye almanız gerekir. Yazın da yanınıza kalın bir ceket ve şemsiye almanızda yarar vardır. Hava tahminleri seyahate çıkarken güneşli gösterse bile her zaman aniden başlayan bir yağmur veya soğuk bir hava ile karşılaşabileceğinizi unutmamalısınız.
Ülkenin para birimi Euro’dur. Kredi kartı kullanımı konusunda büyük şehirlerde sorun yaşamazsınız. Kamu araçlarını kullanacaksanız ulaşım çok ucuz olduğu için yanınızda bozuk para bulundurmanızda yarar vardır. Ülkeden hediyelik eşya olarak amber takı ve amberden yapılmış çeşitli objeler satın alabilirsiniz. Özellikle dükkanlarda sertifikalı olarak satılan birçok amber takının dizaynı son derece güzeldir. Ancak amber takılar ve objeler güzel oldukları kadar son derece pahallıdır. Sokak satıcılarından ise taklit veya değeri düşük ucuz fiyatlı amber objeler bulabilirsiniz.
Litvanya mutfağında patates, lahana, mantar ağırlıklı olarak kullanılır. Patatesten yapılmış çok sayıda yemek bulunur. En önemli patates yemeği “Cepelinai” olarak bilinir. Cepelinai uzun, büyük bir patatesin içine et, mantar veya farklı malzemeler doldurularak yapılır. Ülkede domuz eti kullanımı yaygın olduğu için yemeği sipariş verirken patatesin içindeki et çeşidini sormanızda yarar vardır. Litvanya’ya özgü diğer lezzetler arasında içindeki pancar nedeniyle kırmızı renkli soğuk bir çorba olan “šaltibarščiai”, patatesten yapılan çeşitli pankekler, tatlı olarak “Šakotis” sayılabilir.
İçecek olarak Litvanya biralarını, çavdar ekmeğinin mayalanması ile elden edilen koyu renkli ve kıvamlı “kvass” tadabilirsiniz. Litvanya’da her yaştaki insanın severek içtiği Kvass özellikle sokaklarda küçük arabalarda satılır.
Litvanya oldukça güvenli bir ülkedir. Ancak kalabalık yerlerde, kamu ulaşım araçlarında yankesiciler karşı dikkatli olmanızda yarar vardır. Ara sokaklarda ve bazı ıssız meydanlarda çok sayıda sarhoş görebilir. Onlardan rahatsız olabilirsiniz. Tren ve otobüs istasyonu civarında genç, şık giyimli kadınlar zaman zaman yanınıza gelip, bir şeyler anlatarak sizden para isteyebilirler.
Aşağıda ülkede gezme olanağı bulduğum Vilnius, Kaunas ve Trakai hakkında kısa bilgiler verilmektedir.
VIILNIUS
Vilnius Litvanya’nın başkenti ve yaklaşık 550.000 nüfusu ile en büyük şehridir. Diğer Baltık başkentleri Riga ve Talinn’e göre Türkiye’de daha az tanınır. Vilnius’a Türkiye’den uçakla diğer ülkelerden uçak, tren veya otobüsle ulaşabilirsiniz.
“Vilnius Uluslararası Havaalanı’ndan (Tarptautinis Vilniaus Oro Uostas)” “Otobüs İstasyonu’na ( Autobusų Stotis)” sadece “Havaalanı-Otobüs İstasyonu arasında çalışan özel havaalanı minibüsü” veya kamu otobüsleri ile gidebilirsiniz. Her iki araç da terminal çıkışındaki alandan kalkar. Otobüsü tercih ederseniz şehirde aynı caddenin iki farklı tarafında bulunan Otobüs ve “Tren İstasyonu’na (Geležinkelio Stotis)” gitmek için 1 veya 2 , Eski Şehir için 88 numaralı otobüse binmeniz gerekir. Otobüse binebilmek için biletinizi şoförden alabilirsiniz. Ancak bileti otobüs içindeki kutularda mutlaka onaylatmanız gerekir. Havaalanı şehir merkezi arası yaklaşık 15 dakika uzaklıktadır. Otobüsle fiyatı aynı olan özel havaalanı minibüsü ise hiçbir durakta durmadan Otobüs İstasyonu’na daha kısa sürede ulaşır. Bu nedenle oteliniz Otobüs İstasyonu’na yakınsa havaalanına gitmek için Otobüs İstasyonu’ndan düzenli kalkan minibüslere binmek daha kolay ve daha rahattır. Havaalanından Tren İstasyonu’na yedi dakika gibi kısa sürede ulaşmak için tren de iyi bir seçenektir. Ancak Havaalanı- Tren İstasyonu arasındaki tren seferlerinin sayısı otobüse göre daha sınırlıdır.
.
Oteliniz Eski Şehir bölgesi veya ona yakın Otobüs/Tren İstasyonu yakınında ise kamu ulaşımına gerek olmadan Eski Şehir ve çevresini yürüyerek dolaşabilirsiniz. Şehirde kamu ulaşımından yararlanacaksanız otobüs ve troleybüs için tek tip bilet geçerlidir. Tek kullanımlık bileti şoförden almanız gerekir. Ancak ani ve sürekli kontroller yapıldığı için biletinizi otobüs veya troleybüsteki makinelerde mutlaka onaylatmalısınız. Aksi takdirde ceza ödemek zorunda kalırsınız. Kamu ulaşım araçlarını fazla kullanacaksanız Turizm Bürosu’ndan alabileceğiniz “Vilnius City Card” size süresi içinde sınırsız kamu araçlarına binme olanağı sunar. “Vilniečio Kortelė (Vilnius Citizen Card)” günlük, üç günlük veya aylık olabileceği gibi içine belli bir miktar para yükleyerek para bitinceye kadar kullanabilirsiniz. Vilnius’ta otobüs ve troleybüsler aynı numaraları kullanılır. Ancak her ikisinin güzergâhları birbirinden farklıdır. Bu nedenle dikkatli olmanızda yarar vardır.
Vilnius çok büyük bir Eski Şehir bölgesine sahiptir. Kamu araçları bu bölgenin içine girmeyerek çevresinden dolaşır. Bu nedenle Eski Şehri büyük ölçüde yürüyerek gezmeniz gerekir.
UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan “Vilnius Eski Şehir (Senamiestis)” bölgesindeki en görkemli yapı; “Vilnius Katedrali’dir (Vilniaus Arkikatedra Bazilika)”. Eski Alt Kale’nin bir parçası olan, Yunan Tapınağı’na benzeyen, devasa katedral ilk olarak 1251 yılında pagan tapınağının üzerine kilise olarak inşa edilmiştir. Günümüzdeki yapı büyük ölçüde XVIII. yüzyılda yapılmıştır. Katedralin girişindeki dev sütunların üzerindeki alınlıkta devasa aziz heykelleri hemen gözünüze çarpar. Katedralin içi de görkemlidir. Özellikle “St Casimir Şapeli” katedralin en görkemli köşelerinden biridir. Katedral; bodrum katında grandüklerin ve dini adamlarının mezarları ile eski pagan ve XIII. yüzyıldaki ilk Katolik katedralin kalıntılarının bulunması nedeniyle Litvanyalılar için özel bir önem taşır. Katedral; Sovyet döneminde kapatılmış, bir süre tamirhane, 1956 yılında resim galerisi olarak kullanılmıştır.
Katedralin ön tarafında duran “Katedral Kulesi” günümüzde yıkılmış olan Eski Alt Kale duvarının bir parçasıdır. İşlevini yitirdiği için XVII-XVIII. yüzyılda saat kulesi olarak yeniden inşa edilmiştir.
Katedral ile Kule arasında Katedral Meydanı’nın zeminindeki küçük bir “sembol”; etrafındaki kalabalık nedeniyle hemen dikkatinizi çekecektir. Litvanyalılar bu sembolün etrafında üç defa dönenlerin dileklerinin yerine geleceğine inanırlar. Bu nedenle sembolün etrafında sürekli üç defa dönmeye çalışan insanlar bulunur. Sizde arzu ederseniz bu sembolün etrafında dönerek bir dilek tutabilirsiniz.
Katedralin çevresindeki “Katedral Meydanı” şehrin en büyük ve görkemli meydanıdır. Bu meydanda Katedralin yan tarafındaki alanda devasa “Litvanya Grandükü Gedimines’in Heykeli’” bulunur. Katedral Meydanı’ndaki diğer önemli bina eski Alt Kale’nin bir parçası olan “Litvanya Kraliyet Sarayı’dır”. Saray ilk olarak XIV. yüzyılda tuğla olarak yapılmış, XVI. yüzyılda Rönesans tarzında yeniden inşa etmiştir. Daha sonraki dönemlerde farklı tarzlarda yenilenmiş ve genişletilmiştir. Saray 1801 yılında Rus Çarlık kuvvetleri tarafından tahrip edilmiş, 2001 yılından sonra yenilenmiştir. Saray içi oldukça görkemli olup, gerçekten görmeye değer güzelliktedir.
Katedralin nehir tarafındaki park alanında ise “Kral Mindaugas’ın Heykeli” yer alır. Heykelin arkasında Eski Kale’nin bir parçası olan “Yeni Arsenal” halen “Litvanya Ulusal Müzesi’ne” ev sahipliği yapmaktadır. Bu binanın yan tarafında nehir tarafında bulunan “Eski Arsenal” ise “Uygulamalı Sanat Müzesi’dir”. Eski Arsenal’in avlusundaki funikular sizi tüm bu binaların üzerinde yükselen ağaçlarla kaplı tepenin üzerindeki “Üst Kale” bölgesine ulaştırır. Funikulara binerken dönüşte yürümeyi düşünüp/düşünmediğinizi dikkate alarak çift veya tek yön bilet alabilirsiniz. Tepede Funikulardan indiğiniz zaman gördüğünüz manzara ise sizi büyüler. Funikular veya Katedral Meydanı’ndan tırmanarak geldiğiniz Üst Kale bölgesi geçmişte şehrin idari bölgesi olarak kullanılmış, Grandükler önce Üst Kale ile Alt Kale’yi birlikte kullanmış, XVI. yüzyılda Alt Kale’deki saraya yerleşmişlerdir. Üst Kale daha sonra siyasi mâhkumlar için hapishane olarak kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzde Üst Kale’den funikuların yan tarafında kalan “Kale Kalıntıları” ile “Gediminas Kulesi” kalmıştır. Tepesinde büyük bir Litvanya bayrağı dalgalanan Gediminas Kulesi halen müze ve seyir terası olarak işlev görmektedir. Kulenin farklı katlarında çeşitli objeler sergilenmekte, Litvanya tarihi ile ilgili kısa bir belgesel film gösterilmektedir. Litvanya tarihini öğrenmek isterseniz biraz zaman ayırarak bu belgeseli izlemenizde yarar vardır. Özellikle belgeselin 1989 yılında, Rusya’ya karşı, “Baltık Yolu” olarak bilinen Vilnius, Talin, Riga arasında her yaşta insanın el ele tutuşarak kilometrelerce uzunlukta oluştukları insan zincirini gösteren sahneleri çok etkileyicidir. Belgeseli izlerken etrafınıza baktığınızda, muhtemelen o günleri yaşamış orta yaştaki bazı kadın ve erkeklerin gözyaşlarına hâkim olamadıklarını görebilirsiniz. Belgeseli izledikten sonra kulenin tepesindeki seyir terasına çıktığınızda belgeselin etkisi ile artık şehre funikuların yanından baktığınızdan, insanların çektikleri acıları düşünerek daha farklı bakabilirsiniz. Seyir terasından; Eski Şehir, her iki nehir, nehrin karşısındaki modern şehir bölgesi, Alt Kale muhteşem görülür. Şehri seyrederken bu kadar kısa bir sürede ayağa kalkan bu şehre ve şehrin insanlarına bir kez daha hayranlık duyarsınız.
Sürekli kalabalık olan Katedral Meydanı’na şehrin önemli caddeleri bağlanır. Katedralin ana kapısının tam karşısından bağlanan cadde “Gedimino Prospektas ” şehrin en önemli caddelerinden biridir. Bu kilometrelerce uzunluğundaki caddenin üzerinde cafeler, restaurantlar, tiyatro, alışveriş merkezleri, lüks dükkanlar, çeşitli anıtlar, lüks oteller, “Parlamento” ve “Lukiškių Parkı” yer alır. Caddeye nehir ve kara tarafından bağlanan sokaklar da birbirinden şıktır. Cafelerin kaldırıma atılmış sandalyelerinde oturarak çevreyi seyretmek son derece keyiflidir.
“Neris Nehri” kıyısı Vilnius’un görülmesi gereken yerleri arasındadır. Nehrin bir tarafında Eski Şehir bölgesi diğer tarafında gökdelenler yükselir. Gökdelenlerin bulunduğu tarafta nehrin kenarındaki geniş çim arazi “ Vilnius Beach“ olarak adlandırılır. Siz soğuktan üşürken çimlerin üzerinde güneşlenenleri, spor yapanları görebilirsiniz. Köprülerin üzerine çıktığınızda veya karşı kıyıya geçtiğinizde Gediminas Kulesi, arkasındaki tepede bulunan “ Üç Haç Anıtı” net bir biçimde ortaya çıkar. Köprüler arasında özellikle “Yeşil Köprü” dikkat çekicidir. Köprünün
her iki tarafında SSCB ideolojisini yansıtan heykeller bulunur.
Eski Şehrin birçok noktasından görülen, Gediminas Kulesi’nin arkasındaki tepede yer alan “Üç Haç Anıtı’na (Trys Kryžiai) ” çıkmak isterseniz Neris Nehri kenarındaki “Arsenalo Caddesi’ni” takip etmeniz, funikuların bulunduğu Eski Arsenal’dan sonra sağdaki dik yokuşu tırmanmanız gerekir. Üç Haç Anıtı Litvanya Hıristiyanlığı kabul etmeden önce paganlar tarafından işkence yapılan yedi rahibin anısına 1916 yılında yapılmıştır. Hıristiyanlığın Litvanya’daki önemini sembolize eden bu anıt 1950 yılında SSCB tarafından yıkılmış, 1989 yılında yeniden yapılmıştır.
Farklı tarihlerde büyük yangınlar geçiren, farklı yapı tarzlarında binaların bulunduğu Vilnius Eski Şehir bölgesi çok geniş bir alana yayılmıştır. Eski Şehrin ana caddesini Katedral Meydanı ile “Gates of Dawn” arasında uzanan Katedral Meydanı yönünde “Pillies Gatve ”, Gates of Dawn tarafında “Aušros Varta Gatve ” ikisi arasında da “Didžioji Gatve adını alan kilometrelerce uzunluğundaki kıvrımlı sokak oluşturur. Eski Şehrin tüm önemli yerleri bu ana sokak ve ona bağlanan ara sokaklardadır. Cafeler, müzeler, oteller, şehirde girmekten bir süre sonra yorulacağınız kadar çok sayıdaki devasa farklı din ve mezheplere ait kiliseler ve manastırlar hep bu sokak ve ona bağlanan ara sokaklardadır.
Bu uzun ana sokağın en eski bölümü Gates of Dawn tarafındaki “Aušros Varta” olarak adlandırılan sokaktır. Sokak üzerinde çok sayıda görkemli kilise, amber dükkanları, şık cafeler, restaurantlar, tarihi “Ulusal Filarmoni Orkestrası Binası ”, otele dönüştürülmüş çok sayıda tarihi bina yer alır. Caddenin kenarındaki kemerler eski binalarla çevrili avlulara açılır. Türk Büyükelçiliği Binası’nın da bulunduğu bu sokağın en önemli köşesini Eski Şehrin giriş kapısını oluşturan Barok kemerli kapı “Gates of Dawn “oluşturur. Kapının iç tarafında Litvanyalı’ların özellikle yaşlıların kapının üst tarafındaki bölüme bakarak büyük bir saygı içinde eğilip, haç işareti yaptıklarını görürsünüz. Bunun nedeni kapı kemerinin iç tarafında, XVIII. yüzyılda yapılmış “Kutsal Meryem Şapeli’nde bulunan Meryem İkonu’dur”. İkonu görmek için şapele girmek isterseniz kemerli kapının iç tarafında kemere yüzünüzü verdiğinizde sol tarafta bulunan kapıdan merdivenlerle yukarı çıkmanız gerekir. Bu küçük şapelin duvarında elinde çocuk İsa olmayan, ellerini göğsüne çapraz şekilde koymuş, gözleri kapalı parlak yaldızlı bir Meryem İkonu yer alır. Diğer ikonlardan oldukça farklı bir görünüme sahip olan bu ikonun çevresinde özellikle yaşlı insanlar çeşitli dileklerde bulunurlar. Kutsal Meryem Şapeli bu ikon nedeniyle Doğu Avrupa’nın önemli hac merkezlerinden biri haline gelmiştir. Kutsal Merkez Şapeli çevresinde ayrıca aileleri ile birlikte beyaz kilise tören kıyafetli çocuklar da görebilirsiniz.
Aušros Varta Sokağı’na Flarmoni Orkestrası karşısından bağlanan sokak “Subačlaus Gatve” boyunca tepeye doğru yürürseniz “Eski Kale (Bastion)” ile Eski Şehir Duvarlarının bir bölümüne ulaşabilir. Buradaki tepelik alandan Eski Şehrin bir bölümünü seyredebilirsiniz.
Şehrin önemli binalarından “Town Hall (Vilniaus Rotušė)” Didžioji Gatve üzerindeki “Vilnius Şehir Meydanı’ndadır”. Neo-Klasik tarzdaki bu bina 1799 yılında yapılmıştır. Binanın girişinde solda bulunan “Turizm Bürosu’ndan ” şehirle ilgili çok güzel İngilizce kitaplar alabilirsiniz. Town Hall önündeki meydan küçük sokak cafeleri ile dinlenmek için keyifli bir yerdir. Resimden hoşlanıyorsanız; Town Hall hemen yakınındaki “Chodkiewicz Sarayı’nda”, XVI-XX. yüzyıllar arasındaki döneme ait, Litvanyalı ressamların tablolarının sergilendiği, “Vilnius Resim Galerisi’ne (Lietuvos Paveikslų Galerija)” gidebilirsiniz.
Vilnius’da II. Dünya Savaşı’na kadar yaklaşık 60.000 Musevi yaşamış, Museviler şehir nüfusunun üçte birini oluşturmuşlardır. Nazi işgali sırasında bu Yahudilerin büyük bölümü öldürülmüş veya sürgün edilmiştir. Geçmişte Musevilerin yoğun olarak yaşadığı “Musevi Bölgesi” Town Hall yüzünüzü verdiğinizde Vilnius Şehir Meydanı’na sağ taraftan bağlanan “Striklų Gatve” ile Town Hall arka sağ tarafında kalan ağaçlık “Vokičių Gatve” ve Rudininkų Meydanı çevresidir. Bu bölgede tarihi binalar, çok sayıda anıt ve bir sinagog bulunur. Geçmişte aynı zamanda ticaret ve el sanatları merkezi olan bölgede özellikle Striklų Gatve üzerinde güzel butikler ve küçük cafeler yer alır.
“Pillies Gatve” Eski Şehrin birbirinin devamı olan üç sokağı içinde en eski aynı zamanda en canlı olanıdır. Sokak sanatçıları ve sokak tezgahları ile dolu bu sokak üzerinde Eski Şehrin en güzel binaları bulunur. Birkaç katlı bu binalardan bazıları “Vilnius Amber Galerisi’ne”, bazıları müzelere, otellere, binaların alt katları restaurantlara ve cafelere ev sahipliği yapar. Litvanya yemekleri ile tanınan “Dvaras” da bu sokaktadır.
Sokağın Katedral Meydanı’na yakın tarafında, içinde St. John Kilisesi’nin de bulunduğu geniş alan “Vilnius Üniversitesi Bölgesi’dir. 13 avlunun etrafındaki binalardan oluşan, 1579 yılında Cizvitler tarafından kurulan Vilnius Üniversitesi Doğu Avrupa’nın en eski üniversitelerinden biridir. Arzu ederseniz üniversitenin bazı avlularını gezebilirsiniz.
Üniversite binalarının hemen yakınında küçük bir meydanda “Başkanlık Sarayı (Prezidentüra)” bulunur. Başkanlık Sarayı XVI. yüzyılda yapılmış daha sonra genişletilmiştir. Geniş bir alanı kaplayan saray inşa edildiği tarihten bu yana önemli olaylara ve kişilere ev sahipliği yapmıştır. Üniversite ve Başkanlık Sarayı’nın bulunduğu bölgede aynı zamanda çok geniş bir alanı kaplayan, çok sayıda kilisenin yer aldığı “Manastır Bölgesi’ni” de gezebilirsiniz.
Pillies Sokağı’na üniversite binası yakınından ve karşı yönden bağlanan “Literatų Gatve” ilginç bir sokaktır. Buradaki sokak duvarı üzerinde Litvanya veya dünya edebiyatı açısından önemli taşıyan yazarlar, çevirmenler seramik, cam, heykel, duvarboyası ile yapılan simgelerle gösterilmiştir. Sokakta küçük galeriler ve cafeler de yer alır.
Literatų Gatve, Pillies Gatve veya “Didžioji Gatve bağlanan sokaklardan ulaşabileceğiniz üç tarafı Vilnia Nehri, bir tarafı ağaçlık yüksek bir tepe ile çevrili bölge “Užupis Cumhuriyeti” olarak bilinir. Bağımsızlık kazanılmadan önce şehrin en fakir bölgesi olan bu bölgeye genellikle sanatçılar yerleşmiş, burada yaşayanlar 1 Nisan 1997 tarihinde cumhuriyet ilan etmiş, bölgeye nehrin öbür yakası anlamına gelen “Užupis Cumhuriyeti (Užupio Res Publika)” adını vermişlerdir. Sembolik bir anlam taşıyan Užupis Cumhuriyeti’nin halen bir bayrağı, anayasası, devlet başkanı, ve sembolü bulunur. Her yıl nisan ayında sınır görevlileri cumhuriyetin girişindeki köprülerde dileyenlerin pasaportlarına damga vurur. Cumhuriyetin sınırını belirleyen “Užupio Res Publika” tabelası Eski Şehre bağlanan köprünün kenarında; bölgenin merkezindeki küçük meydanda da cumhuriyetin sembolü dev bir kaidenin üzerinde elindeki sur’u üfleyen “Užupis Meleği’nin Heykeli” yer alır. Heykelin sağ tarafındaki dar sokağın duvarında ise cumhuriyetin 41 maddelik Anayasası farklı dillerde metal plakalar üzerine yazılmıştır. Anayasanın maddelerini içeren kısa metin sokaktaki küçük kırtasiye dükkanında satılır. Birkaç cadde ve onlara bağlanan küçük sokaklardan oluşan sembolik Užupis Cumhuriyeti’nde bazı sanat galerileri, cafe ve barlar bulunur. Bir bölümü restore edilmesine karşılık buradaki binaların çoğu oldukça bakımsızdır. Vilnia Nehri’nin üzerindeki köprüler ise yeni evlilerin evliliklerinin ömür boyu sürmesi dileği ile köprü demirlerine taktıkları kilitlerle dikkat çekicidir.
Vilnius çok sayıda parka sahip bir şehirdir. Şehrin bir çok yerinde farklı büyüklükte park görebilirsiniz. Zamanınız ölçüsünde 5 hektarlık bir alanda 70’den fazla ülkenin heykeltıraşları tarafından yapılan eserlerinin sergilendiği Vilnius’un kuzeyindeki “Avrupa Parkı’nı (Europos Parkas)” ziyaret edebilirsiniz.
KAUNAS
Kaunas 350.000 nüfusu ile Litvanya’nın ikinci büyük şehridir. Geçmişi 1361 yılına dayanan şehir “Nemunas” ve “Neris” Nehirleri arasında yer alır. Her iki nehrin çevresi -özellikle Neris Nehri kenarları- yemyeşil ağaçlarla kaplı çok güzel bir görünüme sahiptir. Neris Nehri üzerindeki köprüden hem Eski Şehir bölgesine hem köprünün diğer tarafında kalan tepelere baktığınızda şehrin yeşilliği sizi büyüler. Nehrin ortasında büyük kum adacıkları dikkat çeker. Şehrin birçok bölgesi ağaçlıktır. Şehrin içinde ve çevresinde çok sayıda park bulunur. Bu parklar arasında “Kaunas Reservoir Regional Park” ayrı bir öneme sahiptir.
.
Kaunas’a Litvanya ve Avrupa’nın bazı şehirlerinden uçak, tren veya otobüsle ulaşabilirsiniz. Uçak ile şehre giderseniz Kaunas Havaalanı’ndan şehre 29 numaralı otobüs ile 45 dakikada ulaşabilirsiniz. Türkiye’den Kaunas’a direkt uçuş bulunmadığından önce Vilnius’a oradan tren veya otobüs ile (bazen perona otobüs yerine minibüs gelir) 1-1.5 saat (otobüsün yol üzerindeki kasabalara girip girmemesine bağlı olarak) süren yolculukla Kaunus’a ulaşabilirsiniz. Tren yolculuğu ise daha kısa sürer. Ancak otobüs seferleri çok sık olduğundan otobüsü tercih etmenizde yarar vardır. Otobüs biletini gidiş ve dönüşte otobüs sürücüsünden veya bilet gişesinden alabilirsiniz.
“Kaunas Otobüs (Kauno Autobusų Stotis) İstasyonu” ile “Kaunus Tren İstasyonu (Kauno geležinkelio Stotis)” aynı yerde birbirine yaklaşık beş dakika yürüyüş mesafededir. Her ikisi de son derece küçük, kasaba istasyonu görünümündedir. Arzu ederseniz “Eski Şehir” bölgesine Tren ve Otobüs İstasyonu’’na yakın mesafede olan Nemunas Nehri kıyısındaki caddeden yürüyerek ulaşabilirsiniz. Ancak Nemunas Nehri’nin kıyısındaki kıvrımlı caddede yürümek uzun zaman alır. Nehir kıyısı yerine karadan yürümeyi tercih ederseniz yaklaşık 15 dakika yürüdükten sonra Yeni Şehrin ana bulvarı olan “Laisves Aléja” ulaşırsınız. Daha sonra bu bulvar üzerinden Eski Şehre gidebilirsiniz.
Tren ve Otobüs İstasyonu’ndan Eski Şehir bölgesine fazla zaman kaybetmemek veya daha az yorulmak için otobüsle de gidebilirsiniz. Eski Şehre giden otobüs numaralarını öğrenmek için Otobüs ve Tren İstasyonu’ndaki Turizm Bürosu’na başvurabilir. Kaunas kamu ulaşımı için (Kaunas Public Transport) http://www.marsrutai.info/kaunas/?a=p.routes&transport_id=trolleybus&t=xhtml&l=e web sitesine veya anlaşılması güç olsa da duraklardaki ulaşım haritasına bakabilirsiniz. Tek kullanımlık kağıt otobüs biletini sürücüden alabilirsiniz. Sürücüden alacağınız kağıt bileti ayrıca otobüs içindeki makinelerde onaylatmanıza gerek yoktur. Onaylatma işlemi elektronik biletler için geçerlidir. Kaunas Vilnius’a göre daha az turistik bir şehir olduğundan otobüs şoförleri ile İngilizce konuşmanız genelde mümkün değildir. Eski Şehir için hangi durakta ineceğinizi bilmiyorsanız otobüsteki gençlerden yardım almanızda yarar vardır. Kaunas’a otobüs (veya minibüs) ile giderseniz otobüs durağı Otobüs İstasyonu’nun önünden geçen caddenin üzerindedir.
Kaunas’da gezilecek yerler sınırlı ve birbirine yakın mesafededir. Bu nedenle şehir merkezini dolaşmak için otobüs, minibüs veya troleybüse gereksinim duymazsınız.
Kaunas Eski Şehir bölgesi çoğunlukla XIV. ve XVII. yüzyıllara ait Gotik, Rönesans ve Barok binalarla doludur. Küçük bir alanı kaplayan bölgeyi yürüyerek kendiniz dolaşabilir. Turizm Bürosu’nun rehberli yürüyüş turlarına veya meydanın köşesinden mayıs ile ekim ayları arasında günde beş defa kalkan otobüslü şehir turlarına katılabilirsiniz.
Eski Şehrin merkezini, XV ve XVI. yüzyıl Alman tüccarların evleri ile çevrelenmiş “Rotušės Meydanı ” oluşturur. Meydanın ortasında yer alan beyaz kuleli “Town Hall” yapımına 1542 yılında başlanmıştır. Bina farklı mimari tarzları bir arada barındırır. Halk arasında “Beyaz Kuğu” olarak adlandırılan bina 1973 yılında yenilenmiş, içine “Evlenme Sarayı” ile “Seramik Müzesi” açılmıştır. Bu nedenle meydanda arkadaşları ile limuzinden inen, neşeli kahkahalar ve çığlıklar eşliğinde dans provası yapan gelinleri, damatları görebilirsiniz. Town Hall girişinde ise “Turizm Bürosu” bulunur. Bürodan şehir turları hakkında ayrıntılı bilgi alabilirsiniz. Rotušės Meydanı’nda; Geç Barok tarzı “St. Francis Xavier Church and Jesuit Monastery ”, Gotik ve Geç Rönesans tarzı “Church of Holy Trinity”, 1933-1934 yılları arasında yapılan Kaunas Priest Seminary” “XV. yüzyılda yapılan daha sonra farklı tarzlarda yenilenen kırmızı tuğlalı, Litvanya’daki en büyük Gotik kilise Cathedral Basilica of Apostles St.Peter and St.Paul” yer alır. Bunlardan iki yüksek kulesi ile dikkat çeken “St. Francis Xavier Church and Jesuit Monastery” 1666-1720 yılları arasında yapılmıştır. Kilise ve Kaunas bölgesinin Cizvit okulu olarak hizmet vermiş, Litvanya ve Polonyalı şair “Adomas Mickevičius (Adam Mickiewicz)” bu okulda bir süre öğretmenlik yapmıştır. Sovyet işgali sırasında kapatılan kilise 1990 yılında yeniden açılmıştır.
Meydanın çevresinde yer alan tarihi binalar ise cafe, restaurant, otel ve müze olarak hizmet vermektedir. Güzel bir Litvanya yemeği yemek isterseniz Town Hall karşı tarafında cadde üzerinde yer alan “Dvaras” gidebilirsiniz. Meydanın farklı yerlerinde çeşitli heykeller bulunur. Bu heykellerden biri Litvanyalılar için büyük önem taşıyan şair ve din adamı “Jonas Mačiulis (Maironis) Heykeli’dir”. Meydanda ayrıca “Maironis Litvanya Edebiyat Müzesi” de yer alır. Şairin mezarı ise meydandaki Cathedral Basilica of Apostles St.Peter ve St.Paul güney duvarındadır. Bu binanın hemen yanındaki binada ise ilk kukla animasyon filimlerinin yazarı “Ladislas Starewitch Evi” bulunur. Ayrıca meydanın farklı köşelerinde çeşmeler göze çarpar.
Meydana farklı yönlerden çok sayıda sokak bağlanır. Bu sokaklardan “Papilio Gatve ” sizi Neris Nehri tarafında yemyeşil bir alanda yer alan “Kaunas Kalesi’ne” götürür. Çevresindeki hendekler nedeniyle tahta bir köprü üzerinden yürüyerek ulaşabileceğiniz Kaunas Kalesi XIV. yüzyılın ortalarında yapılmıştır. Arzu ederseniz kırmızı sivri çatılı, yuvarlak kuleli taş Kale’nin bodrum ve üst katını dolaşabilir. Buradaki sergilenenleri görebilir. Kaleden Neris Nehri’nin resmini çekebilirsiniz. Kalenin yan tarafındaki hendeğin yanından geçen “Papilio Gatve” üzerindeki Gotik, kilise ve manastır “Church of St. George the Martyr and the Bernardine Monastery” XV. yüzyılda yapılmıştır. Manastırın arkasında ve yan tarafında; Nemunas ve Neris Nehri’nin birleştiği burunda güzel bir park olan “Santakos Parkas” bulunur.
Rotušės Meydanı’na bağlanan diğer sokak “Aleksoto Gatve” üzerinde ilginç çatılı, tuğla bir ev olan “Perkünas Evi (Thunder Evi)” yer alır. Şehrin en fazla ilgi çeken evi olan bina; XV. yüzyılın ikinci yarısında yapılmış, Hansa tüccarlarının ticaret merkezi olarak kullanılmıştır. Perkünas; Litvanyalı’ların Pagan dönemindeki Yıldırım Tanrısı’nın adını ifade etmektedir. Rivayete göre ev; Tanrı Perkünas’a ait bir tapınağın üzerine inşa edilmiş, XIX. yüzyılda da binanın duvarında bir Perkünas heykeli bulunmuştur. Şehirdeki ilk drama tiyatrosuna da ev sahipliği yapan ev yanındaki Cizvit okuluna aittir. Halen Litvanya ve Polonyalı Şair “Adomas Mickevicius (Adam Mickewicz)” Müzesi’ne” ev sahipliği yapmaktadır. Perkünas Evi’nin sokağında Nemunas Nehri kıyısında yer alan kırmızı tuğlalı Gotik, Katolik kilise “ “Vytautas The Great Church diğer adı ile The Church of Assumption of the Blessed Virgin Mary” XV. yüzyılda yapılmış, şehrin en eski kiliselerinden biridir. Kilise Napoleon Savaşları sırasında depo olarak kullanılmıştır.
Kilisenin hemen yanındaki demir köprü “Vytautas The Great Bridge (Aleksotas Bridge)” Eski Şehri Aleksotas bölgesine bağlayan şehrin en ünlü köprüsüdür. Köprü ilk olarak 1812 yılında tahtadan yapılmış, Napolyon ordusu tarafından kullanılmıştır. XIX. yüzyılın başında köprünün Aleksotas bölgesi Polanya’nın, Kaunas’ın diğer bölgeleri Rusya’nın denetimine geçmiştir. Her iki bölgede farklı takvim kullanıldığından ve iki takvim arasında 13 günlük bir fark bulunduğundan, bu dönemde köprünün bir tarafından diğer tarafına geçildiğinde 13 günde geçilmiş gibi tuhaf bir farklılık oluşmuş, bu nedenle köprü dünyanın en uzun köprüsü olarak adlandırılmıştır. Köprü II. Dünya savaşı sırasında iki defa tahrip olmuş, savaş sonrası yenilenmiştir. Köprü’nün üzerinden nehrin karşı kıyısındaki yeşillikler içinde küçük evlerin bulunduğu tepelik bölge çok güzel bir görünüme sahiptir. Arzu ederseniz köprüden karşıya geçerek köprünün yakınındaki “Aleksotas Funicular” veya çıkmayı göze alırsanız funikuların hemen yanındaki merdivenlerle “Aleksotas Tepesi’ne” çıkarak Eski Şehri, nehri ve Kaunas’ı tepeden seyredebilirsiniz.
Köprünün Eski Şehir tarafında kıyıda gördüğünüz binalar “Kaunas Üniversitesi” binalarıdır. Kaunas bir öğrenci şehridir. Öğrencilerin coşkusu bu küçük şehrin sokaklarına yansır. Arzu ederseniz Nemunas Nehri kıyısındaki cadde boyunca bir süre yürüyebilir. Nehrin ortasındaki “The Nemunas Ada Parkı’nı (Nemunos Salos Parkas)” ve adanın doğu tarafındaki “Žalgiris Arena” görebilirsiniz.
Eski Şehrin ana caddesini Rotušės Meydanı’na, Cathedral Basilica of Apostles St.Peter and St.Paul bulunduğu köşeden bağlanan “Vilnaus Gatve ” oluşturur. Bu yaya caddesinde; XVI. yüzyıldan kalan ve restore edilen birkaç katlı binalar ardı ardına sıralanır. Bu binalar cafe, restaurant ve dükkan olarak kullanılır. Cafelerin masaları caddenin ortasına kadar uzanır. Caddede hediyelik eşya özellikle çok sayıda amber dükkanı bulunur. Ancak fazla turistik bir şehir olmamasına rağmen amber takı ve hediyelik eşya fiyatları Vilnius’la aşağı yukarı aynıdır. Vilnaus Caddesi’ne bir taraftan Nemuras Nehri’’ne diğer taraftan kale tarafına giden çok sayıda sokak bağlanır. Bu sokaklar Vilnaus Caddesi kadar canlı olmasa da zamanınız ölçüsünde sokak aralarına girerek Eski Şehri keşfedebilirsiniz. Vilnaus Caddesi’nin bir ucunda Rotušės Meydanı diğer ucunda ise küçük bir bahçe içinde ilk “Litvanya Cumhuriyeti Başkanlık Sarayı” yer alır. Sarayın bahçesinde 1918-1940 arasında Litvanya Cumhuriyeti devlet başkanlarının heykellerini görebilirsiniz. Sarayın içinde ise bu dönemle ilgili çeşitli objeler ve belgeler sergilenir.
Kaunas’ın Yeni Şehir Bölgesi’nin ana bulvarını ise “Laisvės Alėja” oluşturur. Araç trafiğine kapalı, batı- doğu yönünde uzanan geniş bulvarın batısında Eski Şehrin ana caddesi Vilnaus, doğusunda “Church of St. Michael the Archangel” yer alır. Bulvarda; alışveriş merkezleri, küçük dükkanlar, bankalar, müzeler, cafeler, restaurantlar, tarihi Şehir Postanesi, Turizm Bürosu, oteller, sinema, casino, eğlence yerleri, “Büyük Vytautas Anıtı” bulunur. Şehrin diğer taraflarına göre daha kalabalık olan bulvarın ortasına iki sıra halinde ağaçlar dikilmiş, ağaçların altına kanapeler yerleştirilmiştir. İlk olarak 1891 yılında Rus İmparatorluğu döneminde daha sonra 1933 yılında Neo- Barok tarzda yeniden inşa edilen, yeşillik bir alan içindeki “Musical Theatre” bulvarın Eski Şehir tarafından başlangıcındadır. Tiyatro’nun bahçesinin yakınındaki Eski Şehir kale duvar bölümleri Eski Şehrin bu alanda bittiğini gösterir.
Laisvės Alėja Bulvarı’na her iki yönden bağlanan sokaklarda farklı mezheplere ait kiliseler, çok sayıda müze yer alır. Bulvarın ortasındaki çeşmeye kara tarafından bağlanan sokaktan ve kara tarafından bağlanan diğer sokaklardan ulaşabileceğiniz “Vytautas Büyük Savaş Müzesi ( Vytautas the Great War Museum)” şehrin önemli müzelerinden biridir. Müzenin önündeki alanda “Meçhul Asker Anıtı’nı (The Tomb of the Unknown Soldier)”, “Sönmeyen Meşale’yi ( Eternal Flame)” ve ülkenin önemli kişileri için yapılan heykelleri görebilirsiniz.
Avrupa’nın en eski funikularlarından biri olan, “V. Putvinskio Gatve” üzerinde bulunan, “Žaliakalnis Funicular” , 75 metre tırmanarak sizi kısa bir yolculukla şehrin Žaliakalnis bölgesine çıkarır (Funikulara binerken gidiş dönüş bileti almadı iseniz dönüş biletini dönüşte biniş yerindeki küçük gişeden alabilirsiniz). Funikulardan indiğinizde karşınıza Baltık ülkelerinin en büyük bazilika kilisesi olan devasa “Monumental Chirist’s Resurrection Church” çıkar. Litvanya’nın yeniden bağımsızlık kazanmasından sonra 1922 yılında tanrıya şükran amacıyla kilise inşa etme düşüncesi ortaya çıkmış, bunun üzerine bu kilisenin yapımına başlanmıştır. Ancak Rusya’nın ülkeyi hâkimiyeti altına almasıyla kilisenin yapımı durmuştur. 1990 sonrası ülke Rusya hâkimiyetinden kurtulunca kilise tamamlanabilmiştir. Arzu ederseniz kilisenin içini gezdikten sonra kilisenin sağ tarafındaki kapıdan kilisenin terasına çıkarak tüm şehri tepeden seyredebilirsiniz. Ancak kilise sabah saatlerinde açık olmasına karşılık kilisenin terası bu saatlerde kapalıdır. Terasın açılış saatleri mevsime göre de değişir. Bu nedenle terasa mutlaka çıkmak isterseniz saat 12.00’den sonra kiliseye gitmenizde yarar vardır. Terasa yürüyerek veya asansörle çıkabilirsiniz. Ancak her ikisinin ücreti farklıdır.
Laisvės Alėja boyunca yürürken görülen devasa “Church of St. Michael The Archangel Kilisesi” ise 1891-1875 yılları arasında Neo- Bizans tarzında yapılmıştır. Kilise katakombları ile tanınır. Arzu ederseniz kiliseye küçük bir bağış yaparak Katakomblara girebilirsiniz.
Kilisenin bulunduğu meydanda, kilisenin hemen yan tarafında kalan, önünde bir çıplak erkek heykeli bulunan modern bina “Kaunas M. Žilinskas Picture Gallery” gerçekten görülmeye değer güzelliktedir. Galeride kolleksiyoner “Mykolas Žilinskas” tarafından bağışlanan Antik Mısır, Roma, Çin Ming Hanedanlığı dönemine ait çeşitli objeler, antika halılar, XVII-XX. yüzyıllar arasında Avrupalı ressamların değerli tabloları sergilenmektedir.
Church of St. Michael The Archangel Kilisesi ile Otobüs İstasyonu arasındaki bölgede Vytauta Caddesi’nin kenarında yer alan “Ramybės Parkas” içinde “Partizan Anıtı”, “Sürgün ve Direniş Müzesi” ile müzenin önünde direnişte ölen kahramanların sembolize eden mezar taşları bulunur. Şehrin tek camisi ise parkın kuzeyindedir. Tatarlar tarafından 1930 yılında yapılmıştır.
Şehirde birkaç gün kalacaksanız “Kaunas Fortness”, “9.th Fort Museum”, “Kaunas Reservoir Regional Park” gezebilir. Yaz aylarında farklı seçenekli nehir turlarına katılabilirsiniz.
TRAKAI
Trakai Vilnius’un 28 kilometre güney batısında yer alan, küçük ancak inanılmaz güzellikte bir kasabadır. Geçmişte Litvanya Büyük Dükalığı’nın merkezi olan yerleşim; göllerle çevrili bir alanda, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan “Trakai Tarihi Ulusal Parkı’nın” ortasında yer alır. 8200 hektar alanı kaplayan Ulusal Park’ta 30’dan fazla, farklı büyüklükte göl bulunur. Bu göllerden bazıları birbirleri ile bağlantılıdır.
Trakai kasabasına Vilnius Otobüs İstasyonu’ndan (Stotis) otobüsle veya Tren İstasyonu’ndan tren ile gidebilirsiniz. Ancak otobüsle gitmek daha iyi bir seçenektir. Zira Trakai’de Otobüs İstasyonu kasabanın sembolü olan Ada Kale’ye Tren İstasyonu’na göre daha yakındır. Ayrıca Trakai kasabasına doğrudan veya “Alytus” gibi başka yerleşimler üzerinden giden otobüs (veya minibüs) sayısı çok fazladır. Trafiğin durumuna göre Vilnius – Trakai yolculuğu 35-45 dakika arasında sürer. Otobüslerin gidiş ve dönüş saatlerini bilet gişesinden veya duraklardaki tabelalardan öğrenebilirsiniz. Otobüs biletini şoförden veya bilet gişelerinden satın alabilirsiniz.
Küçük, düzenli, otobüs saatleri ile ilgili levhaların yer aldığı Trakai Otobüs İstasyonu’na ulaştıktan sonra Ada Kale’nin bulunduğu göl kenarındaki merkeze gitmek için; şehir otobüsüne binebilir. Otobüs İstasyonu’ndan “Bernardinai veya Totoriékés Gölleri’nin” kenarını takip ederek yürüyebilir. Otobüs İstasyonu’ndan çıktıktan sonra göreceğiniz kavşaktan kuzeye doğru küçük evlerin sıralandığı “Vytauto Caddesi” boyunca yaklaşık iki kilometre yürüyebilirsiniz. Vytauto Caddesi kasaba merkezi yakınında “Karaimų Caddesi” adını alır. Kasabaya gelen turistler genelde Vytauto Caddesi boyunca yürümeyi tercih ederler. Göllerin kıyısındaki yollara göre daha kısa olan Vytauto Caddesi boyunca merkeze yürürken; sol tarafınızda küçük ahşap evlerin arkasından zaman zaman “Totoriékés Gölü’nü” görebilirsiniz. Sağ tarafınızda ise önce evlerin ve faklı tarihlerde yapılan kiliselerin arkasında kaldığı için göremediğiniz, bir süre sonra ahşap evlerin ve ağaçların arkasından karşınıza çıkacak olan diğer göl “Bernardinai Gölü’dür”.
Kasabanın önemli tarihi yapıları Vytauto Caddesi ile ona Bernardinai Gölü tarafından bağlanan küçük ara sokaklarda yer alır. Bu yapılardan biri caddeye göre biraz daha tepelik bir alanda bulunan, XVIII. yüzyılda yapılmış “Eski Dominican Manastırı”dır”. Manastır 1854 yılında tahrip olmuş ve kapatılmıştır. Sovyet işgali sırasında Litvanyalı vatanseverlerin hapis edildiği manastırı arzu ederseniz küçük bir ücret karşılığında gezebilirsiniz. Bu alanda yer alan “Peninsular Castle” XIV. yüzyılda yapılmış, iki grandük tarafından konut olarak kullanılmıştır. Kale XVII. yüzyılda Rus ve İsveç işgali sırasında tahrip olmuş, daha sonra büyük bir bölümü turistik amaçla yeniden inşa edilmiştir. Kale; Bernardinai Gölü kıyısında oldukça geniş bir alanı kaplar. Arzu ederseniz kale duvarlarının etrafını göl kenarından dolaşabilirsiniz. Kale duvarlarının kenarındaki göl çevresindeki yol; Ada Kule ile Vytauto Caddesi’ne bağlanır.
“Karaimų Caddesi” geçmişte olduğu gibi günümüzde de Karay Türkleri’nin yerleşim alanıdır. Karaylar Orta Asya’dan gelen en eski Kıpçak kavmine ait Türk topluluğudur. Günümüzde dünyanın farklı ülkelerinde yaşayan az sayıda Karay Türkü’nün, 300’ü, Litvanya’nın Trakai, Vilnius ve diğer bölgelerindedir. Karaylar'ın günümüzde en kalabalık yaşadıkları yer olan Trakai’deki geçmişleri XIV. yüzyılın sonlarına dayanmaktadır. Kırım Savaşı’ndan ülkesine dönen Grandük Vytautas, 1398 yılında, beraberinde asker ve sivillerden oluşan 383 Karay aile getirmiş, bu aileler iki kale arasında kalan alana yerleştirilmişlerdir. Karaylara bu dönemde bazı imtiyazlar tanınmış, asker olanlar her iki kaleyi ve Ada Kale’ye giden köprüleri korumakla görevlendirilmiş, diğerleri ise farklı işlerle uğraşmışlardır. Karaylar kendilerine özgü ön cephesinde biri tanrı, biri Vytautas, biri misafirleri için açtıkları üç pencereli, dik çatılı, iki katlı, her biri farklı renkte ahşap evlerde yaşamışlardır. Vytautas 1398 yılında Karayların yanında beraberinde Tatarları da getirmiş, onları da şehrin güney ve batı girişi yakınına, şehri korumaları için yerleştirmiş, onlara bazı askeri yükümlülükler getirmiştir. Ancak Tatarlar daha sonraki yüzyıllarda Trakai’den ayrılmışlardır. Halen az sayıda Tatar Vilnius’a 40 kilometre uzaklıktaki “Kırk Tatarlar (Keturiasdesimt Totoriu )” köyünde yaşamaktadır.
Trakai’de Karaimų Caddesi üzerinde göreceğiniz renkli, küçük, Karay evleri halen geçmişteki özelliklerini büyük ölçüde kaybetmiştir. Bu nedenle cephesinde üç pencere olan çok az sayıda ev görebilirsiniz. Karay evlerinden birinin içini görmek isterseniz butik otele dönüştürülmüş otellerden birinin içine girerek göz atabilir veya biraz pahallı olmakla birlikte bu otelin birinde kalabilirsiniz.
Karay kültürü ile ilgili bilgi edinmek isterseniz Karaimų Caddesi üzerinde iki küçük odadan oluşan, “Karay Etnografya Müzesi’ni (Karaimų Etnografiné Parado)” ziyaret edebilirsiniz. Müzede Karay tarihi ile ilgili belgeler, silahlar, yerel kıyafet ve bazı ev eşyaları sergilenmektedir. Karayların konuştuğu dil Kıpçak Türkçesi grubuna dâhildir. Ancak kasabada bu dili bilen az sayıda Karay kalmıştır. Karaylarla Türkçe anlaşmanız ise sözkonusu değildir. Musevi olan Karayların ibadet yeri olan sinagog “Kenessa” Müzenin hemen yakınındadır.
Güzel bir Karay yemeği yemek isterseniz özellikle Etnoğrafya Müzesi’nin karşı tarafındaki veya kıyıdaki “Kybynlar Restaurant’a” gitmeniz gerekir. Fiyatları uygun olan restaurantta börek çeşidi olarak “kybyn”, “kiubete” veya “ajaklyk” deneyebilirsiniz. En tanınmış börek çeşidi kybyn’dir. Çorba olarak “tutmač”, “Jazma”, “Kozašy”, ana yemek olarak güveç yemeği “čanach” deneyebilirsiniz. Ancak güvecin hazırlanması oldukça uzun zaman alır. Karayların geleneksel içkisi “krupnik”, likör bardaklarında getirilen oldukça sert bir içkidir. “Katlama” ise bir tatlı çeşididir. Bu restaurant dışında kybyn’ı göl kenarındaki cafelerde veya Vilnius’ta bazı Karay restaurantlarında tadabilirsiniz. Trakai sokaklarında önünde yerel kıyafetli iki kadın ve bir erkek maketinin bulunduğu yerler Karay yemeklerini yiyebileceğiniz yerleri işaret eder.
Galvés Gölü kıyısındaki “Trakai Merkezinde” hediyelik eşya standları, küçük cafeler, Ada Kale’ye giden ilk köprü ile Turizm Bürosu yer alır. Turizm Bürosu’ndan kasabada yürüyüş yollarını gösteren bir harita, Trakai ile ilgili kitaplar alabilir. Turizm Bürosu’nun düzenlediği “Galvés Göl Turu” hakkında bilgi edinebilirsiniz. Turizm Bürosu’nun düzenlediği göl turu dışında kıyıdaki tekne sahipleri ile konuşarak kendiniz veya bir gruba katılarak bir saatlik göl turu yapabilirsiniz. Bu tur sırasında Ada Kale’nin gölden farklı açılardan muhteşem görünümünü, üzerinde yerleşim olmayan yemyeşil küçük adacıkları, göl kenarında kampların veya küçük otellerin bulunduğu ormanlık alanları, göle bağlanan diğer küçük gölleri, kara parçalarını birbirine bağlayan köprüleri görebilirsiniz. Bu muhteşem güzelliği teknede içeceğinizi yudumlayarak seyretmek son derece keyiflidir. Göl gezisi sırasında gölün başka bir kıyısında heykellerle süslü bahçe içinde, iki katlı Neo- klasik çok güzel bir ev hemen dikkatinizi çeker. “Užutrakis Manor Estate” olarak bilinen bu ev 1897-1902 yılları arasında bir kont tarafından yaptırılmış, Sovyet işgali sırasında ev ve bahçeleri tahrip olmuş, daha sonra yenilenerek günümüzdeki görünümüne kavuşmuştur.
Trakai kasabasına turistleri çeken neredeyse Litvanya ile ilgili tüm tanıtımlarda yer alan “Ada Kale’dir”. Kale Doğu Avrupa’da göl içinde inşa edilen tek kale olma özelliği taşır. Kırmızı tuğlalı, sivri kırmızı kuleli kale Galvés Gölü’nün üzerindeki küçük bir adada tüm güzelliği ile yer alır. Ada Kale’ye; Karaim Adası üzerinden iki tahta köprü yoluyla ile ulaşabilirsiniz. Turistlerle dolu köprülerin üzerinden kalenin masalsı görüntüsünü seyrederek yürümek çok keyiflidir. Kale XIV. yüzyılın sonu ile XV. yüzyılın başında inşa edilmiş, XV. yüzyıla kadar Litvanya Grandüklerinin konutu olarak kullanılmıştır. Kale iki bölümden oluşmaktadır. Kalenin içindeki Tarih Müzesi’nde silahları, kale tarihi ile ilgili belgeleri, Litvanya Dükalığı ordularının yanında çarpışan, Karay ve Tatarların kıyafetlerini ve günlük yaşamlarından kesitleri görebilirsiniz. Kaleyi gezmek için 1.5- 2 saat bir zaman ayırmanız gerekir. Trakai ile ilgili kendinize bir obje satın almak isterseniz kalenin içindeki müze hediyelik eşya mağazasında çok güzel objeler bulunur.
Trakai Litvanya seyahatiniz sırasında mutlaka görmeniz gereken yerlerin başında yer alır. Zaman sorununuz yoksa Trakai de bir gece konaklayarak, göllerin kenarında, ve park alanlarında muhteşem görüntüler eşliğinde keyifli, huzur dolu, uzun yürüyüşler yapabilirsiniz. .
-------------------------------------------
Bu yazı 2015 yılında Litvanya Cumhuriyeti’ne yaptığım seyahat sırasında gördüğüm yerler, edindiğim izlenimler ve aşağıda belirtilen kaynaklardan yararlanılarak hazırlanmıştır.
Dk, Eyewitness Travel, Estonia, Latvia & Lithuania, 2009, ISBN: 978-1-4853-3347-2.
Tomas Venclova, Vilnius, Balto, 2015.
Trakai: A Guide Through the Historical National Park, ISBN: k978-9955-26-417-0.
Vilnius:A Guide Through the City, ISBN: 978-9955-26-318-0.
Vilnius in Your Pocket, 2015.
Kaunas Sharing Information.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Litvanya
https://tr.wikipedia.org/wiki/Lublin_Birli%C4%9Fi
https://tr.wikipedia.org/wiki/Litvanya_Sovyet_Sosyalist_Cumhuriyeti
wikitravel.org/en/Vilnius
SEYAHATLER

Avusturya Cumhuriyeti; Orta Avrupa'nın güneydoğusunda yer alır. 83.858 km² yüzölçümüne sahiptir. Batıda Liechtenstein ve İsviçre, güneyde İtalya ve Slovenya, doğuda Macaristan ve Slovakya, kuzeyde Almanya ve Çek Cumhuriyeti ile komşudur.

Bosna Hersek 51.147 km² yüzölçümüne sahip bir Balkan ülkesidir. Ülke; kuzey, batı ve güneyde Hırvatistan, doğuda Sırbistan, güneyde Karadağ ile komşudur. Ülkenin kuzey bölgesi “Bosna”, güney bölgesi “Hersek” olarak tanınır.

Singapur Güneydoğu Asya’da yer alan bir ada devletidir. Malakka Boğazı ve Güney Çin Denizi arasında Malakka Yarımadası'nın güneydoğu ucunda yer alır. Kuzeyde Malezya'nın Johor Eyaleti, güneyde Endonezya'nın Riau Adaları ile çevrilidir. Anakaradan Johor Boğazı ile ayrılır. Malezya’ya iki uzun köprü ile bağlanır. Güneydoğu sahilindeki 63 küçük ada ile birlikte yüzölçümü yaklaşık 682 km2 civarındadır. Dünyanın en küçük yirmi ülkesinden biridir.

Fas Krallığı, kuzeybatı Afrika'da yer alan Arap ülkesidir. İspanya’dan Cebelitarık Boğazı ile ayrılır. Akdeniz ve Atlantik Okyanusu'na kıyısı olup, Afrika'nın Avrupa'ya yaklaştığı uçta, Avrupa’ya 14 km uzaklıktadır. Afrika'nın en ucundaki “Tangier” şehri Fas'a, Fas topraklarındaki “Ceuta” ve “Melilla” İspanya'ya aittir. Yüzölçümü 446.550 km2, güneyinde hak iddia ettiği,1975'ten beri yönettiği Batı Sahra dahil edilirse 710.850 km2 ‘dir.
Copyright 2010. Privacy Policy | Terms of Use | XHTML | CSS
Design by MEHMET KEREM PALA
>