SLOVENYA
Slovenya Cumhuriyeti 20.273 km² yüzölçümüne sahip küçük bir Orta Avrupa ülkesidir. Kuzeyde Avusturya, güney ve güneydoğuda Hırvatistan, batıda İtalya ve kuzeydoğuda Macaristan ile komşudur. Güneybatısında yer alan Adriyatik Denizi’nde 46.6 kilometre sahili bulunur.
Slovenya’nın tarihi oldukça eskidir. Araştırmalar Slovenya topraklarında 250.000 yıl önce ilk insanların yaşadığını belirlemiştir. Bu insanlara ait taş aletler “Loza Pri Crehku” bölgesinde bir mağarada bulunmuştur. Başka bir mağaradan 55.000 yıl öncesine ait dünyanın en eski flütü çıkarılmıştır.
M.Ö. III. yüzyılda bölgeye Kelt kavimleri gelmiş, “Regnum Noricum Devleti’ni” kurmuşlardır. M.Ö. II. yüzyılda Romalılar bölgeyi istila etmiş, günümüze kadar gelen “Emona (Ljubljana)”, “Celeia (Celje)”, “Poetovio (Ptuj)” ve “Castra (Ajdovščcina)” şehirlerini kurmuşlardır. Bu döneme ait önemli kalıntılar arasında “Savinjka Vadisi’ndeki” “Necropolis” sayılabilir. IV. yüzyılın sonunda Roma İmparatorluğu’nun bölünmesinden sonra V.yüzyılın ortalarında Hunlar, Ostrogotlar, daha sonra Langobardlar bölgeyi ele geçirmişlerdir. VI. yüzyılda Karpatlardan gelen Slavlar bölgeye yerleşmişler. VII. yüzyılda ilk Slav devleti olan “Carantania Dükalığı’nı” kurmuşlardır. Ancak dükalık bir süre sonra Frankların egemenliği altına girmiştir.
IX. yüzyılda Slovenya “Bavarian Devleti’nin” parçası olmuş, Frank imparatoru halkı Hıristiyanlığa yönlendirmiştir. X. yüzyılda feodal sistem güçlenmeye başlamış, XI. yüzyılda “Kranj”, “Kamnik”, “Škofja Loka”, “Piran”, “Novo Mesto” ve “Celje” gibi şehirler kurulmuştur. Habsburglar yanında, XII. ve XIII. yüzyılda feodal aileler ortaya çıkmış, Primorska Venedik Cumhuriyeti’nin bir parçası olmuştur. Habsburgların güçlenmesinden sonra Primorska dışında günümüzdeki tüm bölgeler feodal ailelerden, Habsburgların eline geçmiştir.
Slovenya XV. ve XVI. yüzyıllarda Osmanlılar tarafından istila edilmiş, halk kendini askeri kamplar kurarak korumaya çalışmıştır. Bu dönemde köylü isyanları çıkmış, en büyük isyanlar 1515 ve 1572 yıllarında gerçekleşmiş, isyanlar XVIII. yüzyıla kadar devam etmiştir.
XVIII. yüzyılda Habsburg Marie Theresa ve oğlu II. Joseph döneminde idari, dini ve eğitim alanında reformlar yapılmış, bunun sonucunda ticaret ve sanat alanında gelişmeler sağlanmıştır. Fransız Devrimi Avusturya İmparatorluğu’nun tepkisine yol açmış, bu tepki 1848 yılına kadar sürmüştür. Avusturya İmparatorluğu’nun Wagram’da 1809 yılında yenilmesinden sonra Napolyon Avusturya’yı Adriyatik kıyılarından çıkarmaya karar vermiş, bu amaçla altı “Iliyrian Eyaleti” oluşturmuştur. Bu eyaletler 1809-1813 yılları arasında çok kısa bir süre varlıklarını sürdürmüşlerdir. Ancak Fransa bu dönemde; Slovence’nin okul ve resmi dairelerde kullanımı, eşitlik gibi reformlar gerçekleştirmiş, Fransız Devrimi ulusal bilincin oluşmasına büyük katkı sağlamıştır.
XIX. yüzyılın ilk yarısında şair “France Preseren” Sloven bilincinin oluşmasında etkili olmuş, 1848 yılında “Birleşik Slovenya” adı altında Slovenlerin birleşmesi ve Slovence’nin resmi dil olmasını öngören ilk siyası program oluşturulmuştur. Ancak 1848 Avusturya Anayasası Slovenlere sınırlı haklar tanımış, Birleşik Slovenya gerçekleştirilememiştir. XIX. yüzyıl sonunda ve XX. yüzyılın başında bazı ekonomik gelişmeler sağlanmasına karşılık, bu gelişmenin yetersiz kalması üzerine nüfusun %56’sı başka ülkelere göç etmişlerdir.
I.Dünya Savaşı’nda Slovenya Avusturya Macaristan İmparatorluğu yanında yer almış, 1918 yılında Slovenya; Sırbistan, Hırvatistan, Bosna Hersek, Vojvodina, Kosova, Makedonya ve Sırbistan’a bağlı Karadağ ile birlikte “Sırp-Hırvat- Sloven Krallığı’nın” bir parçası olmuştur. Ancak Slovenya kuzey ve batı bölgesini kaybetmiş, 1920 yılında Koroška referandum sonucu Avusturya’ya bağlanmış, Primorska “Rapolla Anlaşması” ile İtalya’ya verilmiştir. Krallığın adı 1929 yılında “Yugoslavya Krallığı” olarak değiştirilmiştir.
1940’ların başında Yunanistan dışında tüm komşu ülkeler Almanya ve İtalya ile ittifak anlaşması imzalamış, Hitler itilaf güçlerine bağlanması için Yugoslavya’ya baskı uygulamaya başlamıştır. Yönetimin olumlu tavrına karşılık halk bu tür bir anlaşmaya razı olmamış, 1941 yılında Belgrad ve diğer şehirler bombalanmış, itilaf devletleri Yugoslavya’yı işgal etmiş ve bölmüşlerdir. Slovenya; Almanya ve İtalya arasında paylaşılmış, Slovenya’nın büyük bir bölümü ve Banat doğrudan Almanya’ya bağlanmış, Slovenya’nın güneyi ve Dalmaçya’nın önemli bir bölümü İtalyan’ın eline geçmiştir. Sırbistan Alman güçleri tarafından işgal edilmiş, kuzey bölgeleri Macaristan; doğu ve güney bölgeleri Bulgaristan; Kosova-Metohija Faşist İtalya’nın desteği altındaki Arnavutluk tarafından ilhak edilmiştir. Karadağ bölgesi önce Arnavutluk tarafından ilhak edilmiş, daha sonra İtalyanlar tarafından işgal edilmiştir.
Bu işgalden sonra 10 Nisan 1941 tarihinde Zagreb’de bir bağımsız Hırvatistan Devleti’nin kurulduğu ilan edilmiştir. Slovenya, Bosna-Hersek ve Dalmaçya’nın bir bölümünü içine alan bu devletin başına getirilen, Ustaše lideri “Ante Pavelič” şiddete dayalı bir diktatörlük rejimi kurmuştur. Savaş sırasında Nazilere ve Ustaše yönetimine karşı savaşan “Josip Broz Tito” yönetimindeki komünist Partizanlar, Kızıl Ordu’nun yardımıyla 1944 yılı ekim ayında Belgrad'ı ele geçirmişler ve yönetime el koymuşlardır. Zagreb 1945 yılında Partizanların eline geçmiş, Slovenya önce “Yugoslavya Federal Halk Cumhuriyeti”, daha sonra adı “Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti” olan devletin altı federe cumhuriyetinden biri olmuştur. Batıda Gorizia dışındaki eski Slovenya toprakları İtalya’dan alınmış, Trieste’nin bir bölümü 1954 yılında Slovenya’ya bağlanmıştır.
Tito, Moskova'dan bağımsız bir siyaset izlemiş, Tito ve Stalin arasındaki anlaşmazlık sonucunda Yugoslavya, bir süre sonra Kominform’dan ihraç edilmiştir. 35 yıl iktidarda kalan Tito savaşın izlerini çabuk silmiş, izlediği başarılı siyasetle yüzyıllardır mücadele içinde olan çeşitli dinlerin ve etnik grupların birlikte barış içinde yaşamalarını sağlamıştır.
Tito’nun 1980 yılında ölümünden sonra ülkede belirgin biçimde ortaya çıkan ekonomik ve siyasi istikrarsızlık barış ortamının zedelenmesine neden olmuş, cumhuriyetler arasındaki gelişmişlik farklılıklarından kaynaklanan huzursuzluklar Slovenya, Hırvatistan ve Kosova’nın daha fazla bağımsızlık taleplerine yol açmıştır.
1986 yılında Sırbistan Komünist Partisi Lideri “Slobodan Milošević” tarafından ortaya atılan “Büyük Sırbistan” doktrini Sırp milliyetçiler tarafından benimsenmiş, bu durum cumhuriyetler arasında korku yaratmış, Slovenya’nın bağımsızlık isteklerini arttırmıştır. 1990 yılı nisan ayında Slovenya’da seçimler yapılmış, 1990 yılı Aralık ayında yapılan halk oylamasında bağımsızlık yönünde sonuç çıkmıştır. Slovenya 25 Haziran 1991 tarihinde bağımsızlığını ilan etmiş, federal ordu birlikleri ile yapılan on gün süren bir savaştan sonra, Yugoslavya ordusu 1991 yılı Ekim ayında ülke topraklarından ayrılmıştır. 23 Aralık 1991 tarihinde yeni anayasa yürürlüğe girmiş, Slovenya 1 Mayıs 2004 tarihinde Avrupa Birliği’ne üye olmuştur.
Slovenya halen parlamenter demokrasi ile yönetilmektedir. Ülke 210 belediyeden oluşur. Bunların 11 tanesi büyük şehirdir. Önemli şehirleri arasında “Ljubljana”, “Maribor”, Celje, “Kranj”, “Velenje” ve “Koper” sayılabilir.
Slovenya 2 milyon nüfusa sahiptir. Nüfusunun %83’ü Sloven, %2’si Sırp, %1.8’i Hırvat, %1.6’sı Boşnak, %0.3’ü Macar, %0.3’ü Arnavut, %0.2’si Makedon, %0.15’i Karadağlı, %0.17’si Roman, %0.1’i İtalyan’dır. Nüfus içindeki oranları sınırlı olmakla birlikte İtalyan ve Macarlar parlamentoda temsil hakkına sahiptirler.
Nüfusunun %57.8’i Katolik, %2.4’ü Müslüman, %2.3’ü Ortodoks, %0.9’u Protestan, %10.1’i Ateist, %3.7’si diğer ve %22.8’si belirsizdir.
Ülkenin resmi dili Slovence’dir. İtalyanca ve Macarca bu halkların yoğun bulunduğu belediyelerin sınırları içinde resmi dil olarak kabul edilmektedir.
Slovenya ekonomisinde tarımın payı sınırlıdır. Sanayi gelişmiştir. Linyit, kurşun, çinko, cıva ve gümüş önemli yeraltı kaynaklarını oluşturur. En fazla gelişen sektör hizmet sektörüdür.
Slovenya dağlık bir ülkedir. “Julian Alpleri”, “Karavanke Dizisi” ve “Kamnik- Savinja Alpleri” ülkenin büyük bölümünü kaplar. Topraklarının %90’ı deniz seviyesinden 300 metre yüksekliktedir. En yüksek yeri 2864 metre ile Julian Alpleri’ndeki “Triglav Tepesi’dir”. “Pannonia Havzası” verimli ovalara sahiptir. Her tarafı yemyeşil olan ülke topraklarının %57’si orman ve ağaçlık alanlarla kaplıdır. İki büyük nehri “Sava” ve “Drava” “Tuna Nehri” ile birleşir. Ayrıca “Soča”, “Mura”, “Krka” gibi çok sayıda nehri bulunur. “Cerknica” ve “Bohinj” en büyük doğal gölleridir. Şelalelerin çoğu Soča Nehri ve Triglav Ulusal Parkı alanındadır. En büyük şelalesi “Cedca” “Yukarı Jereruka” bölgesinde, “Savica” ise Bohinj Gölü’nde “Boca Bovec” yakınındadır. Ülkenin tüm Julian Alpleri’ni kapsayan “Triglav Ulusal Parkı”, üç bölgesel parkı, 44 şehir parkı, 50 korunmuş doğal rezervi bulunur. Ülke doğal güzellikler bakımından görülmeye değer güzelliktedir.
Coğrafi yapıya bağlı olarak ülkede iklim çeşitlilik gösterir. Adriyatik Denizi kıyısında Akdeniz, iç kısımlarda kara, dağlık bölgelerde Alp İklimi görülür. Ortalama sıcaklık temmuz ayında 20 dereceden fazla, ocak ayında 0 derecenin altındadır. Mayıs, haziran ile ekim, kasım aylarında yağış yoğundur. Haziran eylül ayları arası iklim açısından uygun ancak fiyatların en yüksek olduğu dönemdir. Eylül ayı iklim ve fiyat açısından ülkeye seyahat etmek için en ideal zamandır. Ancak ülke dağ, su, golf, binicilik gibi her türlü spor olanaklarına sahip olduğundan her mevsim gidilebilecek ülkeden biridir.
Slovenya’ya vize almak koşuluyla THY, Adria Airways veya JAT Airways ile gidebilirsiniz. Türkiye’den seyahat acentaları henüz bu ülkeye tur programları düzenlenmediğinden bireysel olarak gitmeniz veya komşu ülkelerden bu ülkeye gelmeniz gerekir.
Slovenya küçük bir ülke olduğundan Ljubljana ve diğer şehirlerden tren, otobüs, kiralık araç ve yerel turlarla ülkeyi veya tren, otobüs, uçak ve kiralık araçlarla çevresindeki ülkeleri, ülke sınırlarına yakın İtalya’nın Venedik ve Trieste şehirlerini dolaşabilirsiniz. Turlarla ilgili ayrıntılı bilgi için Ljubljana ve diğer şehirlerdeki turizm bürolarına, http://www.ljubljana.info veya http://www.visitljubljana.si web sitelerine başvurabilirsiniz.
Slovenya para birimi Euro’dur. Ülkede kredi kartı kullanımı yaygındır. Ülkeden hediyelik eşya olarak küçük objeler ve içki satın alabilirsiniz.
Slovenya’da farklı yemek yeri seçenekleri bulunur. Ancak “Gostilna” ve “Gostišče” adını taşıyan restaurantlar genelde geleneksel Sloven yemeklerini yiyebileceğiniz yerlerdir.
Sloven mutfağı tarihi geçmişine bağlı olarak farklı mutfaklardan oluşur. Sahilde İtalyan, iç kısımlarda Alman mutfağının etkisi fazladır. Domuz etinden yapılan “Kranjska Klobasa” ve “Kraski Pršut”, “Žganci”, “Štruklji”, tatlı çeşidi olarak “Prekmurska”, “Gibanica” ve “Potica” ülkeye özgü lezzetlerdir. Ayrıca “Burek”, “Čevapčiči”, ”Pljeskavica”, “Ražnjiči”, at etinden yapılan çeşitli yemekler Slovenya mutfağında yer alır.
Şarap olarak “Kras Teran”, “Maalvazija”, “Cviček”, “Traminec”, “Belokrajec”, “Metliška” ve “Črvina” önemli Slovenya şaraplarıdır. “Union” ve “Laško” Slovenya’ya özgü biralardır.
Ülke; başkent Ljubljana ve 8 bölgeye bölünebilir. Bunlar; “Gorenjka”, “Primorska”, “Notranjska”, “Dolenjska”, “Bela Krajina”, “Štajerska”, “Prekmurje” ve “Koroška olarak sıralanabilir. Gorenjska başkentin kuzey ve kuzeybatısında yer alır. Ülkenin en dağlık bölgesidir. Merkezi ortaçağ şehri görünümündeki “Kranj” şehridir. Primorska; vadiler, karst, tepeler ve Istrian Yarımadası’nın kuzeyindeki kıyı bölgesiyle ülkenin batı sınırını oluşturur. İtalyan azınlığın bulunduğu bölgenin iki merkezi bulunur. Bunlar; “Nova Gorica” ve “Koper” şehirleridir. Koper ülkenin ana limanıdır. Bölgede bulunan “Piran” Venedik mimarisi ile yakınındaki “Portorož” Slovenya’nın en büyük plajları ile tanınır. Notranjska ülkenin en az gelişmiş bölgesidir. “Cerknica” ve “Postojna” bölgenin önemli şehirleridir. Dolenjska; Sava Nehri’nin güneyindedir. “Novo Mesto” önemli şehridir. Bela Krajina bölgesinin önemli şehirleri “Metlika” ve “Cronomelj” olarak bilinir. Štajerska; vadileri, üzüm bağları, dağları, antik şehirleriyle ülkenin en büyük bölgesidir. Bölgedeki “Maribor” ve “Celje” ülkenin 2. ve 3. büyük şehirleridir. Koroška; merkezi “Slovenj Gradec” şehri olan küçük bir bölgedir. Prekmurje Macar azınlığın yaşadığı bir bölge olup, merkezi “Murska Sabota” şehridir.
Aşağıda Slovenya’da gezme olanağı bulduğum Ljubljana, Bled, Vintgar Gorge, Bohinj ve Škofja Loka hakkında bilgi ve izlenimlere yer verilmiştir.
LJUBJANA
Ljubljana Slovenya’nın başkenti, 330.000 nüfusu ile en büyük şehridir. 273 km² yüzölçümüne sahiptir. Ljubljanica Nehri’nin iki tarafında kurulmuş, çok güzel bir şehirdir.
Şehre hava koşullarına göre değişmekle birlikte Türkiye’den yaklaşık 2.5 saat süren bir uçak yolculuğu ile gidebilirsiniz. “Ljubljana Brnik Havaalanı” şehir merkezine 27 kilometre uzaklıktadır. Havaalanından otelinize havaalanı çıkışı tam karşınızda göreceğiniz minibüs (minibus) ile veya sağ tarafta biraz ileride göreceğiniz otobüsle gidebilirsiniz. Otobüs hareket saatleri buradaki direğin üzerinde belirtilmiştir. Otobüsler “Osvobodilne Fronte Meydanı’nda (Trg Osvobodilne Fronte)” bulunan otobüs ve tren istasyonu önüne gider. Havaalanından ayrıca Bled şehrine minibüs, Bled, Kranj, Bohinj’e direkt otobüsler çalışır. Otobüs ve minibüs biletini şoförden alabilirsiniz. Otobüs bileti fiyatı minibüs biletine göre daha ucuzdur. Ancak yolculuk daha uzun sürer ve otobüs sadece belirli duraklarda durur. Havaalanına gitmek için Osvobodilne Fronte Meydanı’ndaki “Adria Airways” durağının önünden kalkan ve saatleri buradaki tabelada belirtilen minibüs veya tren istasyonu önündeki 28 numaralı tabelanın önünden kalkan saatleri buradaki tabelada belirtilen özel şirketlere ait otobüslere binebilirsiniz. Ancak bu duraktan, farklı yerlere giden otobüsler de hareket ettiğinden, şoföre otobüsün havaalanına gidip gitmediğini mutlaka sormalısınız. Dönüşünüzde minibüs sisteminden yararlanmak için şoförden önceden bir kart almanız, dönüşünüzden bir gün önce şoföre telefon etmeniz veya otelinizden yardım almanız gerekir. Ljubljana otobüs ve tren istasyonu şehrin ana meydanına “Prešernov Trg” 10 dakika yürüyüş mesafesindedir. Buradan oteliniz uzak ise kamu ulaşım araçlarına veya taksiye binebilirsiniz. Havaalanından taksi ile otelinize ulaşmak oldukça pahallı bir seçenektir.
Ljubljana küçük bir şehir olduğundan, şehir dışındaki yerler dışında, şehrin önemli yerlerini kısa sürede yürüyerek, bisikletle, balonla, birkaç kişi alabilen özel bir araç veya yerel turlarla gezebilirsiniz. Ancak şehri otobüsle gezmek isterseniz çok sayıda otobüs (LPP) hattı sizi şehrin her tarafına kısa sürede ulaştırır. Şehir veya diğer şehirlere düzenlenen turlara katılmak isterseniz turlar için http://www.ljubljana.info ; http://www.visirljubljana.si/ veya http://www.roundabout.si web sitelerine bakmanız veya tren istasyonu, havaalanı “Triple Bridge- Üçlü Köprü’yü” geçtikten sonra hemen köşedeki tarihi binanın altında bulunan turizm bürosundan bilgi almanız gerekir. Turizm bürosunda haftanın yedi gününde “Kompas” ve “Roundabout” şirketleri tarafından düzenlenen turların tam listesi bulunur. Bürodan turlar için bilet aldığınız taktirde bu şirketler sizi tur günü otelinizden alacaktır. Kendiniz dolaşmak isterseniz otobüs veya trenden yararlanabilirsiniz. Tren tarifeleri için http://www.slo-zeleznice.si/en otobüs tarifeleri için http://www.ap-ljubjana.si/eng web sitelerine bakmanız gerekir.
Ljubljana’da çeşitli şirketler tarafından Ljubljanica Nehri üzerinde, bir saat süreli nehir turları düzenlenir. Bu turlara nehrin farklı noktalarından, kalkış noktalarında belirtilen saatlerde binebilir. Nehirdeki ördekler eşliğinde, şık köprülerin altında geçerek, şehrin her iki kıyısını seyredebilir. Yürüyerek dolaşamayacağınız, nehir kıyısındaki yerlerin, bir bölümünü görebilirsiniz.
Ljubljana şehrinin ana meydanını “Prešernov Trg” oluşturur. Ortaçağda ticaret merkezi olan meydan; günümüzdeki görünümüne; 1895 depreminden sonra kavuşmuştur. “Center” ile “Eski Şehir” arasındaki bağlantıyı sağlayan meydanın ortasında; Slovenya’nın en önemli şairine “France Prešeren” ait bir heykel yer alır. Etrafı XX. yüzyıl Art Nouveau binalarla çevrili bu güzel meydandaki en görkemli yapı; şehrin sembollerinden biri olan, pembe renkli, XVII. yüzyıl yapımı Fransiskan kilisesidir “Franciscan Church of Annuncation (Frančiškanska Cerkev Marijinega Oznanjanja)”. Bu kalabalık meydanın en güzel köşesi nehrin diğer tarafına bağlanan “Üçlü Köprü’dür (Triple Bridge (Tromostovje)”. Köprü; Sloven mimar “Jože Plečnik” tarafından, 1931 yılında, 1842 yılında yapılan köprünün her iki tarafına, iki yeni köprünün daha ilave edilmesiyle oluşturulmuştur. Köprüde gece- gündüz devam eden hareketlilik görülmeye değer güzelliktedir.
Prešernov Meydanı’na, Kilisenin yanından bağlanan “Miklošičeva Cesta”, tren ve otobüs istasyonunun yer aldığı “Osvobodilne Fronte Meydanı’na (Trg Osvobodilne Fronte)” kadar uzanır. Cadde üzerindeki binalar arasında; Secession tarzı iki banka binası ile bunların karşısında yer alan 1905 yılında yapılmış, “Grand Hotel Union Executive” dikkat çekicidir. Güzel otellerin, hostel ve yerel tur şirketi Kompas’ın bürolarının yer aldığı bu caddeden ara sokaklarla ona paralel uzanan diğer caddelere gidebilir. Bunları da gezebilirsiniz. Bu caddeler arasında Miklošičeva Caddesi’ne paralel, kara tarafında yer alan, “Slovenska Cesta”; adı bulunduğu bölgeye göre değişerek, şehrin bir ucundan diğer ucuna kadar uzanır. Caddenin Prešernov Meydanı’na yakın bölümünde yerel tur şirketi Kompas’ın bir bürosu bulunur. Ayrıca Slovenya’nın en yüksek binası olan, 1933 yılında yapılmış, Art Deco “Nebotičnik” Prešernov Meydanı’nın hemen yakınındadır. Slovenska Caddesi dükkan, cafe, restaurant ve bazı otellerin yer aldığı şehrin önemli alışveriş caddelerinden biridir. Bu caddede geleneksel Sloven yemeklerini “Best Western Premier Slon” yakınındaki “Gostilna Ğestica’da” yiyebilirsiniz.
Şehrin diğer önemli meydanı olan “Kongre Meydanı’na (Kongresni Trg)” kilisenin karşısından kıyıya paralel uzanan “Wolfova Sokağı’ndan veya Slovenska Cesta üzerinden ulaşabilirsiniz. Roma Emona döneminden beri Slovenya tarihindeki tüm önemli olaylara tanıklık eden meydanda halen Emona şehri kazıları yapılmaktadır. Meydanın çevresi önemli binalarla çevrilmiştir. Bunlar arasında; Neo-Rönesans “Slovenya Filarmoni Orkestrası Binası” ile “Ljubljana Üniversitesi (Univerza v Ljubljani)” sayılabilir. Ljubljana Üniversitesi 1902 yılında yapılan, Alman Rönesans tarzı, Barok kuleli bir sarayda 1919 yılından beri hizmet vermektedir. Meydanın Slovenska Cesta tarafında şehrin en güzel Barok binalarından biri olan, sarı kolonlu, XVIII. yüzyıl yapımı, “Ursuline Church of the Holly Trinity (Uršulinska Cerkev Sv. Trojice” bulunur.
Filarmoni Binası ile kıyıdaki “Novi Meydanı (Novi Trg)” arasında yer alan; “Gosposka Sokağı’na” bağlanan ara sokaklarla; meydandan “Zoisova Cesta” kadar devam eden tüm ara sokaklar tarihi binalarla doludur. Bu tarihi binaların çoğunun ilk katları halen cafe ve dükkan olarak kullanılmaktadır. Üçlü köprüden başlayan, tarihi binaların önünden nehir kıyısı boyunca uzanan uzun yürüyüş yolu; seyir terasları, cafeleri, sokak satıcıları, karşı kıyı manzarası ve köprüleriyle gece ve gündüz yürümesi son derece keyifli bir yoldur.
Üçlü köprü ile Novi Trg arasında iki kıyıyı birbirine bağlayan köprülerden ilki; üzeri kırmızı çiçeklerle süslü tahta köprü ile Novi Trg yanındaki “Cobbler Köprüsü’dür (Cobblers’ Bridge- Shoemarkers’ Bridge –Cevljarski Most- Šustarški Most)”. Cobbler Köprüsü ilk olarak XIII. yüzyılda tahtadan yapılmış, daha sonra defalarca yenilenmiştir. Üzerinde geçmişte önce kasaplar, daha donra ayakkabı imalathaneleri bulunan köprü; 1931 yılında Jože Plečnik tarafından yeniden inşa edilmiştir. Sütunlar, büyük lambalarla süslü, taş köprü, nehir üzerinde güzel bir görünüme sahiptir. Köprünün üzerinde özellikle gece; sokak sanatçıları gösteriler yapmaktadır.
Novi Trg kara tarafında; Gosposka Ulica üzerinde; 1941 yılında, Jože Plečnik tarafından yapılan “Üniversite Kütüphanesi (Narodna in Univerzitetna Knjižnica)”, XVI. yüzyılda yapılan “Slovenya Bilim ve Sanatlar Akademisi (Slovenska Akademija Znanostiin Umetnosti)” ile “Ljubljana Şehir Müzesi (Mestni Muzej Ljubljana)” bulunur. “Auersberg Sarayı’nda” hizmet veren Şehir Müzesi çok iyi bir düzenleme ile şehir tarihi hakkında bilgi sahibi olmanızı sağlar.
Şehir Müzesi karşısında, “Fransız Devrim Meydanı (Trg Francoske Revolucue)” üzerinde, “Križanke” kompleksi yer alır. Kompleks XIII. yüzyılda yapılan “Teutonic Knights of the Cross” merkezinin, 1714 yılında değiştirilmesiyle oluşturulmuştur. Burada bulunan kilise “Church of Our Lady of Mercy”, 1714 yılında önceki Gotik kilisenin sit alanı üzerine yapılmıştır. Kilisenin yan tarafında bir avlu içinde yer alan tarihi şık binalar ve arka tarafındaki açık hava tiyatrosu halen “Ljubljana Yaz Festivali” sırasında kullanılmaktadır. Francoske Revolucue Meydanı’nın ortasında bulunan “Illyrian Sutunu” ise 1929 yılında yapılmış, Napolyon ve Illyrian Eyaletlerine adanmıştır. Bu meydanla Kongresni Meydanı arasında uzanan ağaçlık “Vegova Ulice” üzerinde; Slovenya’nın ünlü kişilerinin büstlerini görebilirsiniz.
Francoske Revolucue Meydanı’ndan kuzeye doğru uzanan Vegova Sokağı’nın devamı “Emonska Cesta” ile “Center” bölgesinden; Ljubljana’nın en eski banliyöleri olan “Krakovo”,”Mirje” ve “Tronovo” bölgelerine ulaşabilirsiniz. Aynı bölgelere kıyıdan karaya doğru uzanan sokaklardan yürüyerek veya Slovenska Cesta üzerinden de yürüyerek gelebilirsiniz. Krakovo’da küçük sebze bahçeleri ve küçük eski evler bulunur. Hemen yanındaki “Mirje” bölgesindeki bazı sokaklarda Roma Emona izlerini görebilirsiniz. Nehre bağlanan, şehri su baskınlarından korumak amacıyla yapılan “Gradaščica Kanalı” üzerinde Jože Plečnik tarafından yapılan “Tronovo Köprüsü” bulunur. Bu küçük taş köprünün karşısında “Church of St John the Baptist (Cerkev Sv Janeza Krstnika)” ile kiliseye yakın mesafede “Karunuva Ulica” üzerinde “Mimarlık Müzesi” yer alır. “Jože Plečnik ait Ev” halen Mimarlık Müzesi olarak kullanılmaktadır.
“Trg Republike”, Konresni Meydanı’nın hemen yakınında, yüksek binaların yer aldığı, park yeri ve alışveriş merkezi bulunan bir meydandır. 1991 yılında Slovenya’nın bağımsızlığının ilan edildiği meydanın kenarından geçen “Šubičeva Ulica” üzerinde 1959 yılında yapılan, kapısı siyah renkli heykellerle süslü “Parlamento Binası’” bulunur. Parlamento’nun yan tarafındaki yeşillik alanın kenarında yer alan “Slovenya Ulusal Müzesi (Narodni Muzej Slovenije)” şehrin en önemli müzelerinden biridir. Müzenin bir bölümü doğa tarihi müzesine de ev sahipliği yapar. Müzede; taş devrinden, ortaçağ ve modern çağa kadar krolonolojik bir düzen içinde Slovenya tarihi ile ilgili önemli tarihi eserleri görebilirsiniz. Bu eserler arasında özellikle paleolitik dönemden kalan ilk flüt, nehir ve kale kazılarından çıkartılanlar, kale kazılarından çıkartılan bozulmamış kadın iskeleti ilginçtir. Müzede ayrıca Mısır lahiti gibi müzeye bağışlanan çeşitli eserler sergilenir. Müzenin yan tarafında ise 1892 tarihli “Opera Binası’nı” görebilirsiniz.
Bir tarafı Prešernov Meydanı’na adı değişerek uzanan “Cankarjeva Cesta” üzerinde göreceğiniz modern bina “Modern Sanat Müzesi’ne (Moderne Galerija)” ev sahipliği yapar. Müzenin yakınında “Prešernova Cesta” üzerinde yer alan “Ulusal Galeri (Narodna Galerija)” 1896 yılında yapılan tarihi bina ile 1993 yılında yapılan yeni binanın 2001 yılında cam bir koridorla birleştirilmesiyle oluşturulmuş büyük bir galeridir. Eski binada Slovenyalı sanatçılara ait resim ve heykeller, yeni bölümde İtalya, İspanya, Fransa, Hollanda, Almanya ve merkezi Avrupalı sanatçılara ait XIX ve XX. yüzyıllara ait resimler sergilenir. Cam bölümde ise Şehir Meclisi Binası önündeki Robba Çeşmesi’nin orjinali yer alır. Resim ve heykelden hoşlanıyorsanız galeriyi gezmek için birkaç saatinizi ayırmanız gerekir. Galerinin cam bölümünün karşısındaki yeşillik alanda, 1936 yılında yapılmış “Sırp Ortodoks Kilisesi’ni (Srbska Pravoslavna Cerkev)” görebilirsiniz.
Modern Sanat Müzesi’nin önündeki alt geçitten şehrin en büyük parkı olan “Tivoli Parkı’na” ulaşabilirsiniz. Park; 1813 yılında yapılmış, Jože Plecnik tarafından yeniden düzenlenmiştir. 5 km² alanı kaplayan parkta, Jože Plecnik tarafından yapılan geniş yoldan yürüyerek günümüzde “Uluslararası Grafik Sanatlar Merkezi” olarak kullanılan XVII. yüzyıl yapımı “Tivoli Mansion (Grad Tivoli)” binasına ulaşabilirsiniz. Parkta ayrıca günümüzde “Slovenya Çağdaş Tarih Müzesi (Muzej Novejše Zgodovine Slovenije)” olarak kullanılan “Cekin Kalesi” ve çok sayıda spor tesisi yer alır. Parkın içindeki “Rožnik Tepesi” üzerinde ünlü Sloven yazar “Ivan Cankar” ait bir ev ile XIII. yüzyılda yapılan kilise “Church of Mary’s Visitation” bulunur. Tepenin eteğinde 1959 yılında bir hayvanat bahçesi kurulmuştur.
Şehrin diğer tarafı yemyeşil bir tepenin eteğinde kurulmuştur. Prešernov Meydanı’ndaki Üçlü Köprü ile nehrin diğer tarafına geçtiğiniz zaman ulaşacağınız “Mestni Trg” 1484 yılından beri şehrin en önemli meydanıdır. Günümüzdeki görünümüne XVII ve XVIII. yüzyıllarda kavuşmuştur.
Meydanda Barok “Şehir Meclisi Binası (Mestna Hiša)” yer alır. Bina XIII. yüzyılın sonunda yapılmış, 1718 yılında yenilenmiştir. Binanın üzerinde orijinal ortaçağ armaları bulunur. Binanın ilk avlusunun duvarında Ljubljana şehrinin XVII.yüzyılın ikinci yarısındaki halini gösteren kabartma bir harita görebilirsiniz. Binanın içini cumartesi günü yapılan rehberli turla gezebilirsiniz. Bu konuda turizm bürosundan bilgi almanız gerekir. Meydanda Şehir Meclisi Binası’nın önündeki “Robba Çeşmesi” ülkedeki üç önemli nehri, “Sava”, “Krka” ve Ljubljanica” temsil eder.
Meydana güneyden bağlanan Arnavut kaldırımlı “Stari Trg” Eski Şehrin ana sokağıdır. Sokak üzerinde dükkanlar, cafeler, restaurantlar, galeriler, pasajlar ve eski Ortaçağ evleri ardı ardına sıralanmıştır. Bu sokağın güney sonunda “Herkül Çeşmesi’ yer alır. Heykelin orjinali Şehir Meclisi Binası’ndadır. Heykelden dağ tarafına yönelen sokakta çok sayıda ortaçağ evi bulunur. Bu evlerin bazıları şık butik otellere dönüştürülmüştür. Buradaki küçük kilise “Church of St Florian (Cerkev Sv.Florijana)” 1672 yılında yapılmış, 1934 yılında Jože Plecnik tarafından yenilenmiştir. Kilisenin yanındaki sokak sizi kaleye ulaştırır.
Herkül Çeşmesi’nin yanındaki sokak; köprüye bağlanan “Karlovška Caddesi’ne (Karlovška Cesta)” kadar uzanır. Bu caddenin kenarında “Levstik Trg” yer alır. Bu küçük meydanda “Church of St James (Cerkev Sv.Jakoba)” ile üzerinde 5 azizin heykeli bulunan “Mary Sütunu’nu “Mary’s Pillar” görebilirsiniz. Meydanın karşısındaki köşede, caddenin kenarında yer alan büyük bina ise günümüzde ulusal arşivlerin bulunduğu “Gruber Sarayı’dır (Gruberjeva Palača)”. Dağ tarafında cadde üzerinde göreceğiniz kapı “Balkan Kapısı” olarak bilinir.
Mestni Meydanı’na kuzeyden bağlanan diğer sokak üzerinde Sloven yemeği yiyebileceğiniz “Sokol Restaurant” bulunur. Bu sokak sizi yeni sokak ve küçük meydanlara ulaştırır. İki yeşil kulesi ve kubbesiyle, Barok “St. Nicholas Katedrali (Stolnica)” ve “Başpiskoposluk Sarayı (Škofijski Dvorec)” sokak üzerinde hemen dikkatinizi çeker. Katedral ilk olarak XIII. yüzyılda yapılmış, günümüzdeki bina XVIII. yüzyılda inşa edilmiştir. Katedralin iki bronz kapısı; üzerindeki işlemelerle; dikkat çekicidir.
Katedralin yakınındaki iki küçük meydanda, her gün belli saatler arasında, meyve, sebze ve çeşitli eşyaların satıldığı büyük bir pazar kurulur. Bu pazar yerindeki yiyecek tezgahlarında çok uygun fiyata yemek yiyebilir. Aynı alanda bulunan kapalı pazardan Sloven mutfağına özgü çeşitli yiyecekler satın alabilirsiniz. Ayrıca Üçlü Köprü’den itibaren nehir kıyısı boyunca Ejderha Köprüsü’ne kadar uzanan, Jože Plecnik tarafından düzenlenen, üzeri kapalı şık yürüyüş yolunda yürüyebilir. Burada kurulan küçük tezgahlardan çeşitli hediyelik eşyalar satın alabilirsiniz.
Pazar yeri karşı kıyıya iki köprü ile bağlanır. Bunlardan zemini cam olan köprünün üzerinde modern sanat ürünü ilginç iki iskelet heykeli bulunur. Ünlü “Ejderha Köprüsü’nün (Dragon Bridge-Zmajski Most)” her iki tarafında ise dört yeşil ejderha yer alır. Önceleri tahta olan bu köprü, 1901 yılında Secession tarzında yeniden yapılmıştır.
Ljubljana şehrinin simgesi “Ljubljana Kalesi’dir (Ljubljanski Grad)”. “Kale Tepesi’nde” yer alan kaleyi şehrin her tarafından farklı güzellikte görebilirsiniz. Kale tepesinde ilk kale Keltler zamanında, günümüzdeki kale 1511 depreminden sonra XVI. yüzyılda yapılmıştır. Kale XVII ve XVIII. yüzyıllarda konut olarak, XIX. ve XX. yüzyılın ilk yarısında askeri amaçlı ve hapishane olarak kullanılmış, daha sonra sürekli yenilenmiştir. 1905 yılından beri kültür merkezi olarak hizmet vermektedir.
Kaleye eski şehrin farklı bölümlerinden yürüyerek, pazar yerine yakın “Krekov Meydanı’’ndan (Krekov Trg)” fünikülerle birkaç dakikada, Şehir Meclisi Binası’nın bulunduğu meydandan saat başı kalkan, “Turist Treni” ile 15 dakikada ulaşabilirsiniz. Kalenin en güzel yeri, belli bir ücret karşılığı çıkılan, “Gözlem Kulesi’dir”. Dik demir merdivenleri tırmanarak ulaşacağınız Gözlem Kulesi’nin en üst noktasından muhteşem bir şehir manzarası seyredebilirsiniz. Kalede; kulenin girişinde bulunan kale şapelini görebilir. Kale ve şehirle ilgili video gösterisini belli bir ücret karşılığı izleyebilir. Kale meydanındaki cafede güzel bir kahve içebilirsiniz.
BLED
Bled; Gorenjska bölgesinde, Julian Alpleri’nin eteklerinde, Bled Gölü’nün kenarında kurulmuş, yaklaşık 6000 kişinin yaşadığı, çok güzel bir şehirdir.
Bled şehrine Ljublljana şehrinden trenle 55, otobüsle 1 saat 15 dakika gibi kısa bir sürede gidebilirsiniz. Ayrıca Ljubljana Havaalanı’ndan düzenli otobüs ve minibüs çalışır. Şehrin; merkezi bir tren istasyonu bulunmadığından; tren şehrin iki farklı yerinde bulunan istasyonlarda durur. Bu istasyonlardan “Lesce Bled” şehrin 4 kilometre güneydoğusunda ve merkeze daha yakındır. Buradan yürüyerek veya şehir otobüsü ile şehir merkezine gidebilirsiniz. “Bled Jezero” ise gölün kuzeybatısındadır. Otobüs İstasyonu kale tarafında yer alır. Trene göre şehir merkezine daha yakın mesafededir. Kısa bir yürüyüşle kale tarafındaki göl kenarına ulaşabilirsiniz. Ayrıca Ljubljana turizm bürosundan alacağınız “Bled, Vintgar Gorge, Bohinj ve Škofja Loka” turu ile Bled ve çevresini kısa sürede dolaşabilirsiniz.
Ljubljana-Bled yolculuğu çok keyiflidir. Bu yolculuğunuz sırasında ormanlarla kaplı dağları, yemyeşil ovaları, yeşillikler arasında masallarındaki gibi bir görünüme sahip olan birbirinden güzel küçük kasaba ve şehirleri görme olanağı bulursunuz.
Bled şehrinin ortasında yer alan “Bled Gölü” 2.120 metre uzunluğunda, 1.380 metre genişliğinde, 30.6 metre derinliğinde, tektonik orijinli küçük bir göldür. Göl kenarının büyük bir bölümü yürüyüş yolları, parklar, oteller ve plaj yerleri ile çok güzel düzenlenmiştir. Bu otelden biri olan “Villa Bled” bir dönem Tito tarafından yazlık konut olarak kullanılmıştır.
Bled Gölü ve çevresini görmek için göl çevresinde yürüyebilir. Mayıs ayından ekim ayı ortalarına kadar, göl çevresini 45 dakika gezdiren, “Turistik Trene” binebilirsiniz. Turistik Tren “Ljubjanska Cesta” üzerindeki Spor Merkezi’nin önünden kalkar. Ayrıca kale tarafında, “Festival Binası’nın” yakınından duran faytona fiyatını önceden sorarak binebilirsiniz. Sandal kiralayarak, ördekler arasında gölde dolaşmak veya Bled Adası’na gitmek son derece keyiflidir. Göl geziniz sırasında gölün ortasında bulunan Bled Adası’nı, Bled Kalesi’ni ve yemyeşil kasabayı seyretmeye doyamazsınız. Ayrıca gölün farklı yerlerinde bulunan plajlardan göle girebilirsiniz. En güzel plaj, Bled Kalesi’nin altındaki kıyıda bulunan “Kale Plajı’dır”. Bazı büyük otellerde termal sularla doldurulmuş havuzlar yer alır.
Kasabanın ana caddesi “Ljubljanska Cesta” olarak bilinir. Bu cadde civarında oteller, casinolar, alışveriş yerleri ve restaurantlar bulunur. Turizm bürosu caddenin yakınında, Casino Bled’in yanında, göle bakan taraftadır. Buradan Bled haritası ile Bled çevresindeki yerlere ulaşım konusunda bilgi alabilirsiniz.
Çok güzel bir görünüme sahip olan “Bled Adası’na (Blejski Otok)”, gölün farklı yerlerinde duran, doldukça kalkan “pletna” adı verilen özel tekne ile gidebilirsiniz. Ada gezisi yaklaşık 1.5 saat sürer. Tekneden indikten sonra, 1655 yılında yapılan dik merdivenlerle ulaşacağınız küçük adadaki binalar içinde en ünlüsü, kasabanın her yerinden görülen, XVII. yüzyılda yapılmış Barok kilisedir “Church of the Assumption (Cerkev Marijiinega Vnebovzetja)”. Kilise daha önce burada bulunan kilisenin üzerine inşa edilmiştir. Kilisenin çan kulesi ise XV. yüzyılda yapılmıştır. Araştırmalar adada Slav döneminde bir pagan tapınağının bulunduğunu belirlemiştir.
Gölden 100 metre yükseklikteki sarp bir kayalık üzerine inşa edilen “Bled Kalesi (Blejski Grad)” göl kenarından bakıldığında muhteşem bir görünüme sahiptir. Kaleye yürüyerek farklı yollardan “Grad” yönlendirmelerini takip ederek veya faytonla çıkabilirsiniz. İki kattan oluşan kale; XI. yüzyılda yapılmış, XVI. yüzyılda yenilenmiştir. 800 yıl Brixen piskoposluk merkezi olmuştur. Kalenin her iki katı ve burada bulunan cafe ve restaurantlar inanılmaz güzel Bled, göl ve ada manzarasına sahiptir. Kalenin üst katında yer alan küçük “Kale Müzesi” kale ve Bled hakkında bilgi sahibi olmanızı sağlar. Kaledeki küçük Gotik şapel XVI. yüzyılda yapılmıştır.
Kale tarafında, kalenin yakınında yer alan, gölün her tarafından görülen, beyaz, Neo –Gotik kilise “Parish Church of St. Martin (Farna Cerkev Sv. Martina)” 1905 yılında yapılmış, oldukça yeni bir kilisedir.
Bled spor yapmayı sevenler için önemli bir merkezdir. Bled şehrinde çok sayıda yerel tur şirketi dağcılık, yürüyüş, tırmanma, kayak, dağ bisikleti, rafting, ata binme ve mağara gezisi gibi etkinlikler düzenler. Bu etkinliklere katılmak isterseniz turizm bürosundan yerel şirketlerin adres ve etkinlikleri hakkında bilgi almanız gerekir. Bled ayrıca casinoları ile tanınır.
“Kremna Rezina” Bled şehrine özgü bir lezzettir. Bu hafif, muhteşem lezzete sahip keki, Casino Bled yan tarafında yer alan “Kavarna Park’ta (Park Cafe)” güzel bir manzara eşliğinde yiyebilirsiniz.
Bled çevresinde çok kısa içinde ulaşabileceğiniz güzel doğal yerler bulunur. Bunlar arasında; “Vintgar Gorge” ve “Bohinj” görülmeye değer güzelliktedir.
VINTGAR GORGE
“Vintgar Gorge (Soteska Vintgar)” Bled şehrine 4 kilometre uzaklıktadır. Triglav Ulusal Park alanı içinde yer alır. Buraya Bled Jezero İstasyonu’ndan trene binerek, 5 dakika süren yolculuk sonrası “Podhom” İstasyonu’nda inip, kısa bir süre yürüdükten sonra veya turizm bürosundan veya otobüs istasyonundan hareket saatlerini öğrenerek günün belli saatlerinde kalkan otobüsle gidebilirsiniz.
Giriş ücreti ödedikten sonra gireceğiniz vadide ağaçlarla kaplı, dik, yüksek kayalıklar arasından “Radovna Nehri” muhteşem bir şekilde köpürerek akar. Nehrin her iki tarafına kayalıkların kenarına ve nehrin üzerinden karşı tarafa geçmek için dar tahta yürüyüş yolları yapılmıştır. Tahta yürüyüş yolunun bulunmadığı alanlarda, kayalık birkaç kişinin aynı anda geçemediği dar patikalar bulunur. Nehir suları ve kayalardan akan sular nedeniyle özellikle patikalar çok kaygan olduğundan yürürken dikkatli olmanızda yarar vardır. Bu yollardan nehir boyunca, nehrin güzelliğini seyrederek, yaklaşık 3 kilometre yürüdükten sonra 13 metre yükseklikteki “Šum Şelalesi’ne” ulaşabilirsiniz. Şelaleyi gördükten sonra burada dinlenip, tepeye tırmanan yola girmeden aynı yolu geri dönmeniz gerekir. Şelalenin bulunduğu yerde su ve içecek alabileceğiniz küçük bir büfe bulunur.
Vintgar Gorge gezisi için; rahat bir yürüyüş ayakkabısı giymeniz, ıslanmamak için yanınıza mutlaka gideceğiniz mevsime göre ince veya kalın bir yağmurluk, belli bölgelerde yağmur yağdığından bir şemsiye, enerji vermesi için atıştırmalık ve su almanız gerekir. Yürümeyi sevmeyen veya yürüme zorluğu çekenler için bu geziye katılmamak daha uygundur.
BOHINJ
Bohinj Bled şehrine 26 kilometre uzaklıkta, Triglav Ulusal Parkı’nın güney köşesinde yer alan çok güzel bir göldür. Göl; 4.5 kilometre uzunluğunda, 45 metre derinliğindedir. Bled şehrinden belirli saatlerde kalkan otobüsle ulaşabileceğiniz Bohinj; doğal güzelliği ile büyüleyicidir. Gölün çevresinde bir taş köprü, küçük bir kilise, ormanların arasına serpiştirilmiş az sayıda otel ve birkaç cafe bulunur. Gölde sandalla dolaşabilir. Plajı olmayan gölün soğuk suyunda yüzebilir. Göl kenarında bulunan ceylan heykelinin önünde resim çektirebilir. Piknik yapabilir. Kıyıdaki ağaçların altında oturarak, henüz daha doğallığı bozulmamış ortamı seyredebilirsiniz.
Göl kenarında yerleşim bulunmamakla birlikte Bled ile Bohinj arasındaki yolda tipik Sloven köylerini görebilir. Balkonlardan sarkan çiçeklerle süslü, yeşillikler iarasındaki birbirinden güzel evlerin yer aldığı tablo görünümündeki köyleri seyretmeye doyamazsınız. Köylerin temizliği, her evin yanında bulunan, evin tüm bahçe, odun ve diğer eşyalarının konduğu açık hava depoları ile düzenli halleri hemen dikkatinizi çeker.
ŠKOFJA LOKA
Ljubljana şehrine 21 kilometre uzaklıkta, Gorenjska bölgesinde yer alan en eski yerleşimlerden biridir.
Şehre Ljubljana şehrinden otobüsle veya trenle çok kısa sürede gidebilirsiniz. Otobüs İstasyonu “Kapucinski Trg” üzerinde yer alır. Tren istasyonu merkeze biraz daha uzaktır. Şehir otobüsleri tren istasyonu ile otobüs istasyonu arasında düzenli olarak çalışır.
“Selščica Nehri” kenarında yer alan şehrin yeni tarafı nehrin kuzeyinde, Eski Şehir nehrin güneyindedir. Her iki taraf birbirine küçük köprülerle bağlanır. Şehrin yeni tarafında Kapucinski Trg üzerinde, otobüs istasyonunun batısında XVIII. yüzyıl yapımı “Capuchin Manastırı (Kapucinski Samostan)” bulunur. Manastırın yakınındaki kilise “Church of St Anne” 1710 yılında yapılmıştır. Kilisenin yakınındaki taş, kenarında aziz heykeli bulunan XIV. yüzyıl yapımı “Capuchin Köprüsü” çok güzel nehir, Eski Şehir ve kale manzarasına sahiptir.
Köprüden sonra dar tarihi evlerin bulunduğu sokaktan ulaşabileceğiniz “Mestni trg” Eski Şehrin en önemli meydanıdır. XVI. yüzyıl yapımı, renkli, küçük evlerle çevrili uzun meydanda tarihi binası ile “Eski Meclis Binası’nı”, 1751 yılında yapılan sutunu “Plague Pillar” görebilir. Cafelerin yer aldığı meydandaki turizm bürosundan gerekli bilgi ve belgeleri alabilirsiniz.
Mestni Meydanı’ndan veya otobüs istasyonu hemen yakınındaki köprüden geçerek ulaşabileceğiniz “Cankarjev Trg” üzerinde XIII. yüzyılda yapılan, daha sonra farklı yüzyıllarda yeni bölümler eklenen, Jože Plećnik tarafından bazı ilaveler yapılan, “Parish Church of St.James (Zupnijska Cerkev St Jakova)” bulunur. Kilisenin çevresinde çok sayıda tarihi bina yer alır.
Kilise yakınındaki “Spodnji Trg” Ortaçağda yoksulların yaşadığı bir alandır. Burada bulunan geçmişte üzüm depoları olarak kullanılan binalar halen restaurant, şarap evi ve galeri olarak kullanılmaktadır. Eski çoğu bakımsız evlerin yan yana sıralandığı Spodnji Trg üzerindeki küçük kilise “Špital Church” 1720 yılında inşa edilmiştir.
Mestni trg batı tarafında bir tepe üzerinde yer alan “Loka Kalesi (Loški Grad)” XIII. yüzyılın başında yapılmış, 1511 Depremi’nden sonra yenilenmiştir. Kalede müze ve şapeli gezebilirsiniz.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bu yazı 2010 yılında Slovenya’ya yaptığım gezi sırasında gördüğüm yerler, edindiğim izlenimler, yerel rehberin verdiği bilgiler ve aşağıda belirtilen kaynaklardan yararlanılarak hazırlanmıştır.
Lonely Planet, Slovenia (ed: Steve Fallon), 2007, ISBN: 978-1-74104-480-5.
Lonely Planet, Western Balkans (ed: Richard Plunkett, Vesna Marc, Jeanne Oliver), ISBN: 1-74104-610-6.
MA-TISK,d.o.o., Ljubljana, Maribor, 2008.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Slovenya
http://www.ljubljana.info
http://www.slovenia.info
http://www.visitljubljana.si/
http://tr.wikipedia.org/wiki/Slovenya_tarihi
http://www.nuveforum.net/1735-genel-kultur-s-s/70017-slovenya-tarihi-ekonomisi/
SEYAHATLER

Avusturya Cumhuriyeti; Orta Avrupa'nın güneydoğusunda yer alır. 83.858 km² yüzölçümüne sahiptir. Batıda Liechtenstein ve İsviçre, güneyde İtalya ve Slovenya, doğuda Macaristan ve Slovakya, kuzeyde Almanya ve Çek Cumhuriyeti ile komşudur.

Bosna Hersek 51.147 km² yüzölçümüne sahip bir Balkan ülkesidir. Ülke; kuzey, batı ve güneyde Hırvatistan, doğuda Sırbistan, güneyde Karadağ ile komşudur. Ülkenin kuzey bölgesi “Bosna”, güney bölgesi “Hersek” olarak tanınır.

Singapur Güneydoğu Asya’da yer alan bir ada devletidir. Malakka Boğazı ve Güney Çin Denizi arasında Malakka Yarımadası'nın güneydoğu ucunda yer alır. Kuzeyde Malezya'nın Johor Eyaleti, güneyde Endonezya'nın Riau Adaları ile çevrilidir. Anakaradan Johor Boğazı ile ayrılır. Malezya’ya iki uzun köprü ile bağlanır. Güneydoğu sahilindeki 63 küçük ada ile birlikte yüzölçümü yaklaşık 682 km2 civarındadır. Dünyanın en küçük yirmi ülkesinden biridir.

Fas Krallığı, kuzeybatı Afrika'da yer alan Arap ülkesidir. İspanya’dan Cebelitarık Boğazı ile ayrılır. Akdeniz ve Atlantik Okyanusu'na kıyısı olup, Afrika'nın Avrupa'ya yaklaştığı uçta, Avrupa’ya 14 km uzaklıktadır. Afrika'nın en ucundaki “Tangier” şehri Fas'a, Fas topraklarındaki “Ceuta” ve “Melilla” İspanya'ya aittir. Yüzölçümü 446.550 km2, güneyinde hak iddia ettiği,1975'ten beri yönettiği Batı Sahra dahil edilirse 710.850 km2 ‘dir.
Copyright 2010. Privacy Policy | Terms of Use | XHTML | CSS
Design by MEHMET KEREM PALA
>